Anne baba olmanın sorumluluğu her zaman için ağırdır. Hiçbirşeyi şansa bırakmak istemezsiniz. En küçük detayların bile üzerinde günlerce düşünürsünüz. Herşeyin en iyisini istemekle birlikte çocuğunuza haksızlık etmediğinizden emin olmak istersiniz. Çocuğunuz söz konusu ise ‘asla’ dediğiniz konularda bile taviz verirsiniz. Yaptığınız onca şey bir şey içindir, çocuğunuzun iyi bir eğitim alıp iyi birhayatı olması ve örnek bir şahsiyet olarak parmakla gösterilmesidir.
Bu sürecin en önemli ve de belirleyici kısmı eğitimdir. Bugün alamadığınız bir ayakkabıyı çocuğunuza yarın veya daha sonra alabilirsiniz fakat eğitimi öteleyemez sonraya bırakamazsınız. Bisikleti olmaması çocuğunuz için bir eksiklik sizin için ise can sıkıcı bir durum olabilir. Neticede bisikleti olmadan da gitmek istediği yere gidebilecek onsuz da mutlu olmayı öğrenecektir kaldı ki ne kadar pahalı olursa olsun her eşya gibi zamanla o da eskiyecek ve gözden düşecektir. Ama kitapsız olmaz. Bisikletle çok uzağa gidemeyecek olan çocuğunuz kitaplarla dünyanın diğer ucuna gidebilir. Zamanın gerisine veya zamanın ötesine geçebilir. İyi bir kitabın çocuğunuz üzerindeki etkilerini hayal bile edemezsiniz. Öyleyse bir çocuğa sevdirilmesi gereken ilk şey kitaplar ve öğrenme isteğidir. Sizin çocuğunuz diğer çocukların bisiklet sürerken aldığı hazzın daha fazlasını kitap okurken aldığında iyi bir hayatın temellerini atmış olacaktır. Anlayacağınız, çocuğunuz için en öncelikli olan şey iyi bir eğitimdir. Peki bu nasıl olacak? Herkesin istediği ama çok az kişinin başarabildiği eğitimli bir insan nasıl yetiştirilecek? Bir baba olarak benim de uykularımı kaçıran, zihnimi meşgul eden bu sorunun cevabını Havva Bayaz anaokulunda bulduğumu söyleyebilirim. Başlangıçlar her zaman çok önemlidir. İyi bir başlangıç belki iyi bir sonucu garanti etmez ama kötü bir başlangıç bütün beklentilerinizi çöpe atmanıza neden olabilir. Anaokulları bu açıdan çok belirleyicidir. Çocuğun gerçek anlamda dış dünyaya attığı ilk adım ve aldığı ilk sorumluluktur. Ailesi dışında onu önemseyen ve küçük dokunuşlarla gelişimine katkı sunan öğretmeniyle ilk tanışmasıdır. Çocuk öğretmenini severse okulunu sever. Okulunu severse öğrenmeyi sever. Öğrenmeyi sevdiğinde ise dünyaya hükmeder. Bu sebeple eğitim hayatına adım attığı anaokulları çocuğunuzun geleceği konusunda çok belirleyicidir. Bir ebeveyn olarak anaokulundan tek beklentim çocuğumun okulunu sevmesi ve iyi vakit geçirmesi idi. Anaokuluna giden bir çocuğun yıl sonunda filozof olmasını bekleyemezsiniz. Önemli olan çocuğun ürkmemesi ve zihninde okul düşüncesinin onu tedirgin etmemesidir. Bu konuda onlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar. Havvabayaz anaokulundan son derece memnunum. İşlerini bu kadar iyi yapan insanları görmek günümüzde pek de alışık olduğumuz bir durum değil. Bu insanların motivasyon kaynağının para olduğunu düşünmüyorum. İş kaybetme endişeşi olduğunu da düşünmüyorum. Bu insanlar işlerini gerçekten severek yapıyorlar. Kimin ne düşündüğüyle ilgili değiller, doğru olanı yapıyorlar. Kimseye şirin görünme telaşları yok. Gök bocuk takılması veya plaket alma hevesleri de yok. Bu insanlar gerçekten iyi iş çıkarıyor. Eğer kızım hasta olduğunda okula göndermediğim için bana itiraz ediyor ve sitem de bulunuyorsa anaokulu birinci ve en önemli olan görevini yerine getirmiş demektir. İmtiyazlara her zaman karşı biriyim çünkü imtiyaz karakteri aşındırıp insanı zayıflatır. Güçlü karakterin oluşmasının önündeki en büyük engeldir. Bu okulda kimsenin çocuğuna böyle bir kötülük yapılmıyor. Hiçbir çocuk şımartılmıyor. Eşit muamele görmek katlanılmaz bir duyguya dönüşmüyor. Oysa bugün herkesin peşinde olduğu şey öncelenmek ve özel muamele görmektir. İçinde zayıflık barındıran, kompleks izleri taşıyan bu duyguları çoğu zaman ebeveynler olarak çocuğumuza biz aşılıyoruz. Bu zehri zihinlerine biz akıtıyoruz. Havva Bayaz bu zehrin panzehiridir. Sağlıklı ve de dengeli bireylerin yetişmesi için Havva Bayaz’lara ihtiyaç var. İşini iyi yapan bilinçli insanlara ihtiyaç var. Emeği geçen ve bu ülkeye hizmet edip iyi nesilerin yetişmesine katkı sunan bütün Havva Bayaz anaokulu çalışanlarına teşekkür eder başarılarının devamını dilerim..
GÜNÜN SÖZÜ:Eğitimin onda dokuzu teşviktir../ANATOLE FRANCE
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Geçen gün Alanya’da 56 km hızla giderken daha doğrusu gitmezken trafik cezası yedim. İşin garibi cezayı yemeden hemen önce yanımdaki arkadaşa ''Burada radar oluyor dikkat et!'' diyordum ki, 200 metre ileride yol kenarına parkedilmiş olan polis aracını fark ettim. Biraz yaklaşınca yolun ortasındaki polis memuru parmağıyla işaret ederek aracımızı kenara çekmemizi işaret etti. Hızlı gitmediğimden emi...
Formula 1 Dünya Şampiyonasının 14. ayağı olan Belçika Grand Prix'si, geçtiğimiz pazar günü meşhur Spa-Francorchamps pistinde gerçekleşti ve yarışı Mercedes pilotları ilk iki sırada tamamladılar. Fakat George Russell'ın aracının olması gereken minimum ağırlığın altında olduğu anlaşılması üzerine yarıştan sonra diskalifiye edildi. Tüm bu yaşananların ardından Mercedes takım patronu Toto Wolff, ort...
Geçen gün eski bir dostumuzla bir araya geldik. Nasılsın, nasıl gidiyor? diye sorunca kendisine: ‘’Beklenti içine girmezsen hayat güzel’’ dedim. ‘’Nasıl yani?’’ diye sordu. Mesela ben yarınla ilgili iyi ya da kötü bir düşünceye sahip değilim. Ne olacağını bekleyip göreceğim iyi şeyler olursa bunu memnuniyetle kabul eder keyfini çıkarırım, can sıkıcı sorunlarla karşılasacak olursam da üstesinden g...
Ben çocukken çevremdeki herkes büyüktü, kimine amca kimine teyze derdim,sakalı ak olanlara ise dede..Sanki o yaşta dünyaya gelmişlerdi; bugün hayatta olmasalar bile ben onları hala aynı yüzle hatırlıyorum.Zaman geçti, aynaya bakınca sanki onları görüyorum ağarmış saçlar ve eskimiş bir yüzle.Zaman reflekslerimi zayıflatmış olsa da çocukluğumdaki benle şimdiki beni yakıştırıyorum birbirine ve diyor...
Eskisi gibi kıyı köşe bir yer kalmadı, her yer kalabalık, insan kaynıyor. Öyle alıp başımı gideyim desen gideceğin yer, olduğun yerden daha problemli çünkü insanın olduğu her yer sorunlu. Bu arada fikirsiz adam yok herkes Aristo, herkes Einstein; laf anlatmak zor. Susayım desen o da kolay değil öyle saçmalıklar var ki arkanı dönüp gidemiyorsun. Hani şu seçimden sonra belediye binalarından sarkıtı...
‘Büyük bir aşk hikayesi’ adlı romanında ''Ertesi sabaha hazırlanmak, onu gelmesi için davet etmektir'' der, SusannaTamaro. Vatandaş da sanki geleceği davet etti bu seçimde. Sirenlerle limandan ayrılan bir gemi gibi uzaklaşırken hayalleri daha fazla bekleyemezdi, ya şimdi geleceği davet edecek veya sonsuza kadar onu kaybedecekti. Varlığı tartışılır hale gelen aynadaki sureti bir vedaya hazırlanmış...
Sevgili okuyucularım Nefi Kara ile yaptığım söyleşiyi köşemde yayınladıktan sonra ister istemez çevremdeki insanlardan olumlu ve olumsuz yönde eleştiriler aldım ve bunu da son derece doğal karşıladım. Herkes benim gibi düşünmek zorunda veya ben de herkesle aynı düşünmek zorunda değilim. Nefi Kara’ya özellikle sokakta konuşulan ve insanların merak ettiği konuları sordum ve o da açık yüreklilikle ce...
‘’Alkış oy değildir’ ’Napolyon’nun sözüdür. ‘’Vaat hizmet değildir’’ bu da benim sözüm. Yirmi yıldır aynı vaatleri duyunca kendimi eski bir gazeteyi okuyor gibi hissediyorum. Hep aynı şeyler, değişen bir şey yok. İyiye giden bir şey de yok, dolayısıyla bir heyecan da yok. Öyle ki hayal kırıklığı bile yok. Seçim bir an önce yapılıp bitse de, işimize baksak derdindeyiz. Gerçi iş güç de ona göre, asi...
Sevgili okuyucularım Sayın Nefi Kara ile uzun bir söyleşi yapmış ve kendisine halkın merak ettiği konular hakkında sorular sormuştum. Konuların çokluğunu dikkate alınca bir seferde yayınlamanın uygun olmayacağını düşünerek bölümler halinde yayınlamaya karar verdim. Bugün sizlerle söyleşinin ikinci kısmını paylaşacağım. Öncelikle şunu bilmenizi isterim; Nefi Bey’e soruları sorarken köşelerini a...
Yaklaşık olarak on yıldır Manavgat’ın Sesi Gazetesi’nde fahri olarak köşe yazarlığı yapmaktayım. İlk defa bu seçimde bir Belediye Başkan adayına röportaj yapma teklifinde bulundum ve Sayın Nefi KARA büyük bir incelik göstererek teklifimi kabul etti. Sorulara içtenlikle verdiği cevaplar için kendisine teşekkür ederim. SORU: Nefi Bey, siyasette özellikle de seçim dönemlerinde ‘vizyon’ sözcüğünü s...
Bu ülkede niye seçim yapıyoruz, kime niye oy veriyoruz, geleceğe dair ne bekliyoruz bilmiyorum? Ülkede herşey daha kötüye giderken sandıkta hiçbir şey değişmiyor. Kaygılarımız arttıkça sadakatimiz de artıyor. Beklentilerimizi çöpe atanları siyasetin çöplüğüne atmak yerine daha da kutsuyoruz. Sorgulamayı neden bıraktık? Bir şeye körü körüne bağlanmak insanın kendisini sorgusuzca aşağılatmasıdır, öy...
Başlığa bakınca ülkede herşeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünebilirsiniz fakat öyle değil. Masalsı diyorum çünkü masallar hayal ürünüdür ve bir mantık aranmaz. Mesela fare ormanların kralı olan aslana ders verir, akıl hocalığı yapar. Yine‘’dile benden ne dilersen’’ sözü birçok masalda karşımıza çıkar. Çünkü masallarda imkansız olan bir şey yoktur. Hayal gücü herşeyi mümkün kılar. Bulutların üz...
İnsan iki şeye galip gelemiyor, zamana ve siyasetçiye.. Zaman geleceği vaat ederken siyasetçi daha fazlasını vaat ediyor ‘’iyi bir gelecek..’’ Vaatler cek..cak..larla destekleniyor. Olacak, yapılacak, edilecek…vs. Tabi söylenildiği gibi olmuyor vaatler gerçekleşmiyor. Sonra ‘saydı’ların zamanı başlıyor. Şöyle olsaydı, böyle olsaydı; yan yattı, çamura battı vs. sonu gelmez mazeretler silsilesi, Bu ...
Kısa bir süre önce bir salgın yaşadık. Pandemi kelimesini de ilk defa covit döneminde duymuştuk. Öncesinde böyle bir kelimeyi duymuş olsaydık belki de kulağa hoş geliyor diyerek çocuklarımıza isim olarak bile düşünebilirdik. Bizim gibi özentili dikkat çekmeyi seven bir toplum için bu çok da şaşırtıcı olmazdı. Şu sıralar viral bir salgın yaşamıyor olsak da öfke pandemisi yaşıyoruz. Covit’ten onlarc...
Daha önceki yazılarımda 60.yıl ilkokuluyla ilgili gözlemlerimi ve yaşadıklarımı ifade etmiştim. Memnuniyetimi ifade edip iyi dilek temennilerinde bulunmuştum. Tabi ki günümüzde sadece temenni etmek yeterli olmuyor. Bazen işin ucundan tutmak, bazen de çözüm noktasında muhatapları bilgilendirmek, onları haberdar etmek gerekiyor. 60.Yıl ilkokulunda çocuğu okuyan veliler bilirler; kış aylarınd...