Yağma yağmur, diyeceğim ama olmaz ki;
Yağmur hayattır, candır.
Toprak onsuz neyler?
Ama gelin görün ki; artık suya kavuşma hayaliyle bekleyen topraklar giderek betonlaştı.
İklimler değişti.
Eskiden bereket gözüyle baktığımız yağmura şimdilerde felaket gözüyle bakıyoruz.
Sebep olanı mı arıyorsunuz?
Ben, siz , O, şunlar, bunlar, onlar…..
O konulara şimdi girmeyelim.
Önceki gece mübarek yine sağanak gibi boşaldı.
Uyarılara rağmen onlarca evi, depoyu su bastı.
Vatandaş çaresiz, üstelik karanlıkta yardım bekledi.
Olmadı kendi imkanlarıyla boğuşmaya başladı.
Bunlar son yıllarda yaşadığımız ve artık rutin(!) gözüyle baktığımız sıradan şeyler haline geldi.
Sanırım büyüklerimiz büyük büyük çözüm peşindeler, bekleyeceğiz…
Peki neden “yağma yağmur” demek istiyorum?
Yolda yürümemiz bile zorlaştı.
O yüzden.
Vatandaş olarak Büyükşehir-Yerel Belediye, şu-bu beni ilgilendirmiyor. Varsın o kurumlar topu birbirlerine atsınlar. Ben hizmet alabiliyor muyum ona bakarım.
Adı hizmet belki ama yaşadıklarımız hezimet.
Dedim ya; su baskınlarını önlemeyi falan geçtim; artık caddede, sokakta kaldırımlarda yürüyemez hale geldik.
Eski bir türkü vardı. “Manavgat yolları sade mermerden”
Hakikaten yollarımız, kaldırımlarımız mermer(!)den.
Gel gör ki; yürünmez halde.
Yağan yağmurda her yer sularla doluyor. Parke yollar yamuk-yumuk ve bolca göçmüş olduğundan su birikintilerine karşı slalom yapmak gerekiyor.
Yeni yapılan şehiriçi kaldırımları keskin bıçak gibi. Ya kayacaksın, ya düşeceksin. Her an tetikte olacaksın.
Sokak aralarında görüyorum ki; yağmura karşı geçici çözümler alınmaya çalışılıyor.
Çözüm ne?
Yağmur suları evlerin bağlantılarına akıtılıyor. (Aşırı yağışlarda sonucu yazmaya gerek yok.)
Hülasa Manavgat cadde ve sokaklarında yağmurda yürümek yetenek işi.
Eskiden çamurlu stablize yollarda yürüyorduk, şimdi çağ atladık, modernleştik, üstelik turizmin başkenti ünvanını da kendimize yakıştırdık ama gelin görün ki, sürekli bir yap-boz halindeki yollarımız bizleri çamurdan kurtardı ama su birikintilerinden maalesef kurtulamadık. Kanguru gibi bir o yana bir bu yana zıplayıp duruyoruz. Yanımızdan geçen araba üstümüzü ıslatmıyorsa kendimizi şanslı bile görebiliyoruz.
Gök gürültülü sağanak yağışlar, çakan şimşekler, yıldırım bizi korkutur ama;
Yağmasın diyemeyiz.
Yağmur can’dır, hayat’tır, rahmettir, berekettir..
Sıkıntı sağanaklarının bitip, mutluluk güneşimizin yeniden doğmasını istiyoruz.
Sağlıcakla…
Mehmet YILMAZ
Henüz hiç yorum yapılmamış. Şimdi ilk yorumu siz yapın!
Email adresiniz gizlenecektir. Zorunlu alanlar (*) ile işaretlenmiştir.
Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu bünyesinde gerçekleştirilen CW Enerji Türkiye Yağlı Güreş Ligi'nin ilk güreşi olan Manavgat Belediyesi 10. Yağlı Pehlivan Güreşlerini geride bıraktık. 3 gün boyunca Manavgat Belediyesi’nin hakikaten güzel bir organizasyonunu izledik. Katılımcı Güreşçi sayısı beklenildiği gibi yüks...
Yağma yağmur, diyeceğim ama olmaz ki; Yağmur hayattır, candır. Toprak onsuz neyler? Ama gelin görün ki; artık suya kavuşma hayaliyle bekleyen topraklar giderek betonlaştı. İklimler değişti. Eskiden bereket gözüyle baktığımız yağmura şimdilerde felaket gözüyle bakıyoruz. Sebep olanı mı arıyorsunuz? Ben, siz , O, şunlar, bunlar, onlar….. O...
“Siyasetin dili ayrıştıran değil, birleştiren olmalı” Siyasilerimizden sıkça duyduğumuz bu söze katılmamak “hayır” demek mümkün değil. Dolayısıyla ülke genelinde olduğu gibi yerelde de; sürdürülen siyasetin toplumu kutuplaştırmaktan uzak, kucaklayıcı ve bütünleştirici olmasını arzu ederiz. Biliriz ki; böyle hareket...
Büyükşehir yasasının ardından bugüne geldiğimiz süreçte Manavgat Belediyesi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ona bağlı koordinasyon merkezi arasında tam manasıyla kısır bir çekişme yaşadık. Tarafların savunması bir yana, sokaktaki vatandaşta oluşan düşünce, her iki belediyenin hizmetten ziyade birbirlerinin çalışmalarını engelleme...
Haberi okumuştum ama pek de üzerinde durmamıştım. Çünkü zaman zaman Alanya basınında ve kamuoyunda zaman zaman da Manavgat basının da ve kamuoyunda benzer haberler sürekli yeralmıştır. Hatta o hale gelmiştir ki; geçmişte “Alanya il oluyor, biz niye oturuyoruz.” veya “Manavgat il olma heyeti Ankara’ya gitmiş, hemen biz de gidelim&rdquo...
Neredeyse tamamen turizme endeksi olan Manavgat ticareti, sektörde yaşanan kriz nedeniyle hayli zorda. Gerek işletmeler gerekse bu işletmelerde özellikle de turistik otellerde istihdam edilen çalışanlar gelecek açısından endişeli. Zira çalıştıkları otellerde doluluk oranları beklenilenin çok altında. Yıl olarak ciddi kayıplar gözüküyor. Kim &ldq...
Babam merhum Ahmet Yılmaz tarafından 5 Nisan 1966 tarihinde kendi tesislerinde basılarak günlük olarak yayın hayatına başlayan ve bugüne kadar kesintisiz yayınlanmaya devam eden Manavgat’ın Sesi Gazetemiz 50 yılı geride bırakarak yeni bir yaşa daha girmenin onur ve mutluluğunu yaşıyor. Nice gazetelerin ancak kısa soluklu varolabildiği yarım asırlık bu süreç...