Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Fatma Sarı: Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü mezunuyum. Okul yıllarım da dahil 11 yıldır eğitim sektöründe çocuklara ve büyüklere dilim döndüğünce yol ve yöntem göstererek, rehberlik ederek hayatımda yol alıyorum. Lise yıllarımdan beri kişisel gelişim, kuantum gibi alanlara ilgim fazlaydı. O yıllarımda bile ‘Genç Beyin’ gibi kişisel gelişim dergilerini, kişisel gelişim kitaplarını alır okurdum. En iyi yatırım insanın kendi ruhuna yaptığı yatırımdır. Bunun için kendi gelişimime hizmet eden her alanda etkin olmak, bilgi, deneyim ve tecrübelerimi çocukların dışında tüm insanlığa aktarma yolunda meşale tutan birisi olmak istiyorum. Kısaca bahsetmem gerekirse Hayatım boyunca tek bir kimliğe sığmadım. Öğretmenim, yazarım, girişimciyim. Ama en önemlisi; hayata karşı merakını, üretme heyecanını ve inancını hiç kaybetmeyen bir kadınım. Kendi markam İdabella ile kadın emeğini, doğanın bereketini ve hayallerin gücünü bir araya getirdim. Yazarlık ise iç dünyamın kapılarını araladığım, insanlarla kalpten bağ kurduğum yerdir.
Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?
Fatma Sarı: Çocukken defterlerim şiirlerle, hikâyelerle dolardı. Öğretmenlerimiz kompozisyon ödevi verirdi; onları yazmak çok hoşuma giderdi. Yazmak, benim için bir lüks değil, bir ihtiyaçtı. İçimde birikenleri, anlatmazsam taşacak olan duyguları kâğıda dökmek… Aslında yazmak, kendimi bulmamın en samimi yolu oldu. Yazmak, ruhumun özüne ulaşmak için bulduğum en güzel yolumdur. Yazmamdaki amaç insanların en iyi versiyonlarına ulaşmalarına katkı sağlamaktır. Kendimde işe yarayan bilgi ve deneyimlerimi insanlığa aktarmak, onlarında hayatlarında farkındalık kazanmalarına katkı sağlamaktır. Çünkü hayat bir yolculuktur. Bu yolculukta belli duraklar vardır. Bu duraklarda ilerlemek için trenle mi yolculuk yapacağız, uçağı mı kullanacağız, yaya mı kalacağız bunun kararı insana ait olan bir seçimdir. En güzel kararı insan kendisini tanıyarak verir. İşte benim de tüm yazmamdaki amaç insanın kendini tanımasına hizmet etmektir.
Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?
Fatma Sarı: Şu an yayımlanmış iki kitabım var. Abrakadabra ve Gelişim: Ok Gibi İleri. Ancak masamın üzerinde iki yeni dosya bekliyor. Biri Zerdüştlük temalı, geçmiş ile bugünü harmanlayan bir roman; diğeri ise hayallerin peşinden gitmenin hikâyesi olan çocuklara motivasyon aşılayan onlara bir nebzede olsa farkındalık kazandıran iki eser bitirilmek ve yayınlanmak üzere beni bekliyor.
Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz?
Fatma Sarı: Yanımda her daim not defterim ve kalemim vardır. Çünkü yaşadığımız her duygu durumu insana ilham kaynağıdır. Doğamız, içinde bulunduğumuz çevremiz, yaşadığımız olaylar her an her şeyden aklıma bir şey gelip yazabilirim. O anda yaşadığım duyguyu kaçırmak istemediğim için kendimce bulduğum bir yöntem. O anda aklıma gelen bir başlık bile olsa yazarım eve gelince uygun olduğum zaman diliminde o başlık üzerinden yazmaya çalışırım. Sabahın erken saatlerinde, herkes uyurken ya da akşam sessizlik çöktüğünde… Yanımda kahvem, masamda not defterim ve birkaç ilham veren obje olur. Bazen bir fotoğraf, bazen bir cümle, bazen de pencereden gelen kuş sesi bana sayfalar dolusu metinler yazdırabilir.
Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken gerçek yaşam hikâyelerinden etkileniyor musunuz?
Fatma Sarı: Evet, fazlasıyla. Genellikle kişisel gelişim alanında yazdığım için çok fazla karakter oluşturmayı bilmiyorum. Kitabımda da karakterler bulunmuyor. İlham veren hikayelerden oluşuyor. Roman alanında yeni yeni bir şeyler yazıyorum. Burada ise karakterlerimin çoğu gerçek hayattan izler taşır. Bazen bir bakış, bazen bir diyalog, bazen de tanıdığım birinin yaşadığı olay, hikâyeme yön veriyor.
Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?
Fatma Sarı: O kadar ki… İlham veren hikayeler bana her zaman yol ve yöntem gösterici ve eğitici olmuştur. Bazen bir karar almamda veya yola çıkmamda etkileri büyüktür. Çünkü insan ömrü her şeyi deneyimlemeye yetmez bunun için yaşanmışlıklardan ders almak her zaman önemlidir. Ben hayatımda hep bu şekilde yol aldım. Bazen bir yoldan caydım bazen de ateşler içinde kalsam bile yola devam ettim. Onun için yazarken bazen karakterimle birlikte ağlar, bazen onunla gülerim. Hatta bazen yazdıklarımın etkisiyle günlerce etkisinden çıkamam.
Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Fatma Sarı: Çocukluğumdaki saflığı ve saf bakış açısını. Zeytin ağaçlarının altındaki o huzurlu yaz günlerini… Toprağın kokusunu, dalındaki zeytinin parlaklığını ve o zamanlardaki saf mutluluğu, eğlenceli, aktif çocuk enerjisini…
Yılmaz Ali: Etkilendiğiniz yazarlar kimlerdir?
Fatma Sarı: Sabahattin Ali’nin samimiyeti, Elif Şafak’ın çok katmanlı hikâyeleri, Amin Maalouf’un derinlikli karakterleri ve Paulo Coelho’nun ilham veren dili… Hepsi, kalemime kendi izlerini bıraktı.
Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?
Fatma Sarı: Herkesin anlatacak bir hikâyesi vardır. Ama o hikâyeyi okuyanların kalbine dokunacak bir şekilde yazabilmek; yetenek, sabır ve çok çalışmayı gerektirir.
Yılmaz Ali: Hobileriniz nelerdir?
Fatma Sarı: Yoga yapmak, doğada uzun yürüyüşler, atlarla vakit geçirmek, yeni lezzetler denemek… Bunlar hem ruhumu besler hem de yazdıklarıma hayat katar.
Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?
Fatma Sarı: Hem Türkiye’de hem de dünyada okunan, hikâyeleri dilden dile dolaşan bir yazar ve motivasyon konuşmacısı olmak. En büyük hedefim; birinin hayatında ufak da olsa bir değişime vesile olabilmek.
Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için neler yapıyorsunuz?
Fatma Sarı: Olmaz mı… Böyle zamanlarda yazmayı zorlamam. Kendimi doğaya bırakırım, iyi bir kitap okurum, farklı şehirler gezerim. Çünkü biliyorum ki ilham, bazen uzaklaşınca geri gelir.
Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fatma Sarı: Hâlâ istediğimiz seviyede değil. Ama doğru projeler ve gençlere hitap eden eserlerle bunun değişeceğine inanıyorum.
Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Fatma Sarı: Çok okuyun, çok dinleyin, çok gözlem yapın. Yazmaktan asla vazgeçmeyin. Ve en önemlisi; başkası gibi olmaya çalışmayın, kendi sesinizi bulun.
Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Fatma Sarı: Hayallerinizi ertelemeyin. Benim hikâyem, “yapabilirim” diyerek başladı. Sizinki de öyle başlayabilir.












