CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Başta işsizlik maaşı olmak üzere, turizm sektöründe faaliyet gösteren emekçilerin güvenceli bir çalışma yaşamına kavuşmasına yönelik çağrılar paylaştı.
Milletvekili Kaya, ‘Grup önerimiz AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiş olsa da, turizm çalışanlarının her daim sesi olmaya devam edeceğiz.’ dedi.
CHP Antalya Milletvekili Aykut Kaya konuşmasını şöyle devam ettirdi; ‘‘ Kıymetli milletvekilleri, turizm çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi amacıyla sunmuş olduğumuz Cumhuriyet Halk Partisi grup önerimiz üzerine söz aldım. Turizm, ülkemizin bacasız sanayisi olarak milyarlarca dolar kazandıran ve dış ticaret açığımızı azaltan stratejik bir sektörümüz. Bu sektörün başarılı olmasında büyük bir emeği, payı olan turizm çalışanlarımızın sorunlarını dile getirmek istiyorum. Başta Güney ve Ege sahillerimizde bulunan otel işletmelerinin çoğu sezonluk faaliyet göstermektedir ve bu işletmelerimiz artan maliyetler ve kur baskısı nedeniyle yüksek sezonda çalıştırdıkları personelin sadece yüzde 10’unu yaz kış istihdam edebilmektedir. Personel sezon başında süresiz iş sözleşmesiyle işe alınıyor. Aslında bu bir yaz kış çalışma sözleşmesidir ancak sezon sonunda iş sözleşmesi askıya alınıyor. Bu durumda ne çalışıyor gözüküyorlar ne işsiz gözüküyorlar; belirsiz, güvencesiz bir durumda bırakılıyorlar. Üstelik hak kazanmış olsalar bile işsizlik sigortasından faydalanamıyorlar, başka bir işe girdiklerinde de kıdem ve ihbar tazminatlarını kaybediyorlar. Kendi ilimden örnek vereyim: Antalya’da ev kiraları 100 metrekare bir daire için en az 15 bin ile 20 bin TL arasında. Bir turizm çalışanı yaz kış çalışsa bile bu şartlarda ayakta durmakta zorlanırken kışın işsiz kaldığında büyük bir çoğunluğu sektörden tamamen ayrılma yoluna gidiyor, işletmelerde inanılmaz bir personel sirkülasyonu yaşanıyor; bu durum turizmin sürdürülebilirliğini ciddi anlamda tehlikeye sokuyor. Bir turizm çalışanıyla konuştuğumda son beş yılda 15 farklı işletmede çalıştığını söyledi bana; işte bu, sektördeki derinsel, yapısal sorunları gözler önüne sermekte.
İş sözleşmesi askıya alınan personelin işsizlik sigortasının şartlarını yerine getirdiğinde işsizlik maaşından faydalanmasının önü açılmalıdır, bununla ilgili ivedilikle bir düzenlemeye ihtiyaç vardır.
Ayrıca, çalışanların ücretinin İŞKUR tarafından ödendiği bir İşbaşı Eğitim Programı var. Bu eğitim programının mart, nisan, mayıs aylarında değil kasım, aralık, ocak aylarında yapılması hem personelin istihdamına katkı sağlayacak hem de otellerin açık kalmasını da desteklemiş olacaktır.
Ayrıca, turizmde lojman koşullarının iyileştirilmesi de elzemdir. Lojmanların doğru, düzgün bir şekilde denetlendiğini düşünmüyorum. Şu anda bir lojmandaki odada kalan personelin odayı 6-8 kişiyle paylaştığına şahitlik ediyoruz. Zaten iş yükü ağır olan dinamik sektörde çalışan emekçiler kötü yaşam koşulları nedeniyle turizm sektörünü terk ediyor. Otelcilerimiz lojman yapacak yer bulmakta zorlanıyorlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı yerel yönetimlerle iş birliği yaparak lojman yerinin bulunmasında ve inşasında uygun kredi koşulları sağlayarak evli ve bekar çalışanların kalabileceği lojmanlar inşa edilmesini teşvik etmelidir. TOKİ de bu konuda elini taşın altına koyabilir, kampüs şeklinde lojmanlar inşa edilebilir.
İçinde eğitim kurumlarından sosyal donatıların olduğu kampüs şeklinde lojmanları TOKİ inşa ederek bu alanları turizm işletmelerine kiraya verebilir.
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle turizm çalışanlarının ücretleri de artık yetmemektedir. TÜİK verilerine göre, turizm ve konaklama çalışanları ülke ortalamasından fazla çalışıyor ancak -ortalamanın yüzde 29’u daha az kazanmakta yani- ortalamadan yüzde 29 daha az kazanmakta. Bu koşullar yıllardır sektöre emek veren kalifiye personelin turizmden uzaklaşmasına neden oluyor.
Sonuç olarak, 80-100 milyar dolar gelir hedefi koyduğumuz turizm sektörüne stratejik bir gözle bakmamız gerekiyor. Dolaylı, dolaysız 2 milyondan fazla istihdam sağlayan bu sektörün bir an önce disipline olması açısından sektörün tüm bileşenlerini kapsayacak şekilde turizm meslek yasasının çıkarılması gerekmektedir.’’
Ayşegül Ada Şenbaş / Haber