HAFTANIN KONUĞU: Bioenerji Uzmanı Yazar Mine Yıldırım

Merhaba kıymetli sanatseverler. Köşemizin bu haftaki konuğu Manavgat’ta yaşayan bioenerji uzmanı yazar Mine Yıldırım oldu. Onunla edebiyata dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Şimdi sizleri bu söyleşiyle baş başa bırakıyorum.

YılmazAli: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Mine Yıldırım: 1971 yılında Afyonkarahisar’da doğdum. Evli ve 2 çocuk annesiyim. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakültesi, Turizm Eğitimi sonrası mutfak eğitimi sertifika programıyla 1989 yılında stajıma başladım. Ortalama 2018 yılına kadar turizmde yönetici olarak çalıştım. 2014-2017 yılları arasında Manavgat Beyaz Lale Engelliler Yaşlılar ve İhtiyaç Sahipleri Derneğinde kurucu üyeydim ve yöneticilik yaptım. 2018 yılından bu zamana kadar da almış olduğum eğitimlerin sonucunda bioenerji uzmanlığı ve eğitmeni olarak görev yapıyorum.

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Mine Yıldırım: 2014 yılında dernekte gönüllü çalışmaya başladığımda yapmış olduğumuz engelli ziyaretlerimizde gördüklerim ve hisseliklerimle kendimize dert ettiğimiz çoğu konunun aslında dert olmadığının farkındalığını yaşadım. Aslına bakarsanız her insan hayatı sürecinde mutlaka sıkışmışlık hissi yaşıyor ve bütün yaşadıkları kişinin özüne ulaşabilmesi için yaşanıyor. Bazen bir olay bizi sarsar hayatın neden böyle olduğunu sorgularız. Bazen bir söz kalbimize dokunur, sanki uzun zamandır unuttuğumuz bir şeyi hatırlatır. Hiçbir şey yapmadan yalnızca sessizlikte otururken içimizden yükselen o güçlü hissi fark ederiz. ‘’Aradığım şey dışarıda değil, içimde.’’ Öze yolculuk bu farkındalıkla başlar. Nereye baksak aslında kendimizi görürüz. Çünkü evrenin her zerresi, bize özümüzün aynasını sunar. Özüme yolculuğa karar verince 2018’de yazmaya başladım. Bu kitabı yazmaktaki amacım, kendimden kendime yolculuğun farkındalığını tüm insanlara rehberlik yaparak her insanın bunun hakkı olduğunu düşünerek yazdım.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Mine Yıldırım: Bugüne kadar yayınlanan NİLÜFERİN ÖZÜ isimli bir kitabım var. Ancak yeni projeler üzerinde çalışmalarım sürüyor.

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Mine Yıldırım: Genellikle evimde kendi masa ve sandalyemi kullanarak, çay veya kahve eşliğinde yazmayı tercih ediyorum.

Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken gerçek yaşam öykülerinden etkileniyor musunuz?

Mine Yıldırım: Nilüferin Özü adlı kitabımı hayatım boyunca tanıdığım insanların bana kattıklarıyla yazdım. Bu da kitabımı hayatın içinden bir kitap yapar. Kendimizden kendimize yolculuğumuzu dilim döndüğünce, kalemim yazdıkça ifade etmeye çalıştım. Asıl amacım bu kitabım kişilere rehber olabilmesi. Umarım herkes özüne yolculuğu farkındalıkla yaşar.

Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Mine Yıldırım: Evet. Kitap yazarken yaratım enerjisiyle içsel bağ kuruyorum. Bu süreçte, ister istemez duygu yoğunluğu oluyor. Yazı yalnızca kelimelerden ibaret değil. Benim kalbimden, zihnimden ve ruhumdan akıyor. Yazarken kendi özüme dokunuyorum. Satırlarda hem kendi geçmişimi hem de içimdeki derinliği görüyorum. Her cümle aslında içsel yüzleşmedir. Bazen sakladığın bir yarayı açıyor, bazen unuttuğun bir güzelliği hatırlatıyor. Duygular yazıyı canlı kılan en değerli malzemedir.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Mine Yıldırım:Çocukluğa dair özlenen şeyler genelde duygu oluyor, tek bir olay ya da nesne değil. Çünkü çocukluk, saf halimizin ve özümüzle en yakın olduğumuz dönemin hatırasıdır. Geleceği düşünmeden, yarını hesaplamadan, sadece anı yaşayabilmek. Küçücük bir şeyden mutlu olabilmek, insanlara koşulsuz güvenmek, koşulsuz sevmek. Çocukluğum dair en çok özlediğim şey; sessiz, saf ve kendiliğinden gelen huzur. Maske yok, menfaat yok, çıkar yok, hesap yok. Doğan her bebek, saf ve temiz doğarken, büyüdükçe kirleniyoruz. Sorumluluklarla özümüzü kaybediyoruz. O halde ölene kadar kirlenmişlikten arınalım.

Yılmaz Ali: Etkilendiğiniz yazarlar kimlerdir?

Mine Yıldırım: Yazma yolculuğumda hem doğunun derin manevi öğretilerinden hem de batının kişisel gelişim yaklaşımlarından ilham aldım. Mevlana’nın insanın özüne yaptığı yolculuğu, Halil Cibran’ın şiirsel dili, Louise Hay’in iyileştirici sözleri ve Eckhart Tolle’nin farkındalık öğretileri kalemime yön verdi. Her biri kendi içsel yolculuğuma ışık tutarken Nilüferin Özü kitabımın doğuşuna katkıda bulundu.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Mine Yıldırım: Herkesin anlatacak bir hikayesi vardır. Kitap yazmak, kelimeleri bir araya getirmek değil; hayat deneyimlerini ve duygularını başkalarıyla paylaşmaktır. Disiplin ve samimiyet gerektirir; çünkü okur, yazarın ruhunu hisseder. Cesurca paylaşılan her kelime bir ışık, her satır bir yolculuk olabilir.

Yılmaz Ali: Hobileriniz nelerdir?

Mine Yıldırım: Kitap okumak, satranç oynamak, örgü örmek, doğa yürüyüşleri.

YılmazAli: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Mine Yıldırım:  Okuyucuların kendi iç yolculuklarını fark etmelerini sağlamak. Ruhsal dinginlik, içsel huzur ve öz farkındalığı teşvik etmek. İnsanları cesaretlendirmek ve yaşamlarında pozitif değişiklikler yaratmak. Samimi ve içten bir anlatım ile okuyucuyla bağ kurmak. Okuyucuların hayatında kalıcı bir etkisi olacak eserler üretmek.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için neler yapıyorsunuz?

Mine Yıldırım: Şu ana kadarki yazılarımda herhangi bir zorlukla karşılaşmadım.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mine Yıldırım: Türkiye’de okuma yazma oranlarının yüksek olduğunu, ancak kitap okuma alışkanlıklarının yeteri düzeyde olmadığını düşünüyorum. Okuma alışkanlıklarını arttırabilmemiz için bireysel ve toplumsal düzeyde farkındalık yaratmak önemlidir.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Mine Yıldırım:Önemli olan başlamak ve fikirlerini aktarmaktır. Her gün belirli bir zaman ayırmak yazmayı kolaylaştırır. Bilgi birikimi arttıkça yazın derinleşir. Farklı yazarları ve türleri oku; ilham al, kendi sesini bul. Başkalarının taklidi yerine kendi tarzını geliştirmeye odaklan.

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Mine Yıldırım:Sevgili Yılmaz Ali Bey, röportaj için teşekkür ederim.