Haftanın konuğu: Araştırmacı yazar Mahmut ÖZ.

Köşemizin bu haftaki konuğu kent tarihi için önemli bir yere sahip olan araştırmacı yazar Mahmut Öz. Hocamızı yakından tanırım. Onu gerçek bir Manavgat gönüllüsü olarak tanıtmak istiyorum. Vaktinin büyük bir bölümünü kent tarihine adayan Mahmut Öz, artık kentin tarih hafızası konumundadır. Kentin tarihi konusunda referans kabul edilen bir şahsiyettir. Hocamız sadece zamanından feragat etmiyor. Yaptığı çalışmalar ciddi bir emek ve maddi külfet gerektiriyor. Mensubu olduğu bu coğrafyaya olan vefa borcunu ödemek için yola çıkan Mahmut Öz, sağolsun bu zorlukların üstesinden geliyor. İşlettiği eczanede misafirlerini ağırladığı bir bölüm var. Ne vakit giderseniz gidin, orası hep doludur. Siz oturur oturmaz tavşankanı çaylar gelir ince belli bardaklardan. Sohbeti keyifli, dostluğu samimi ve misafirperverliği üst seviyededir. Manavgat’ın Sesi gazetesinin bugünkü konuğu Mahmut Öz oldu. Sorduğumuz sorulara büyük bir samimiyetle cevap verdi. İşte keyifli ve bir o kadar da değerli olan söyleşimiz…

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Mahmut Öz: Manavgat‘ta doğdum. Manavgat ortaokulunu ve Manavgat lisesini bitirdim. Daha sonra eczacılık Fakültesi’ne girerek 1984 yılında mezun oldum. 1986 yılından beri de serbest eczacılık yapmaktayım, aynı zamanda araştırmacı yazar olarak tarihi araştırmalar yapmaktayım.

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Mahmut Öz: 2000 yıllarından sonra,  yıllardır içinde yaşadığım 1980 öncesi çatışmalı dönemlerin,  toplum üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını yazmak için bir zaman kolluyordum. 2003’ten sonra kendimi o konuyu yazmaya verdim ve ilk romanım olan “mavi kan” adlı, yakın dönem diye adlandırılan,  yaşadığımız dönemi anlatan bir aşk hikâyesi ile edebiyat dünyasına adım attım.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Mahmut Öz: Bugüne kadar yayınlanan 14 kitabım var. Kitaplarımın listesi ektedir.

Mavi kan -Roman

Osmanlı döneminde Manavgat nüfus defteri (Osmanlıca çeviri)

Beylikten Cumhuriyet’e Manavgat tarihi (araştırma eseri)

Osmanlı bölgelerinde Manavgat (araştırma eseri)

Sarılar köyü (araştırma eseri)

Manavgat evliyaları (araştırma eseri)

Manavgat‘ta aşiret cemaat ve Oymaklar (araştırma eseri)

Osmanlı Tahrir defteri (araştırma eseri)

Osmanlı dönemi sosyal ekonomik yapısı ( araştırma eseri)

Manavgat köyleri tarihi (araştırma eseri)

Bozkır yelesi (tarihi roman)

Bozkırın efendileri (tarihi roman)

Tıbbi bitkilerle tedavi yöntemleri (tıbbi araştırma eseri)

Bunların yanında baskıya hazır 6 eserim daha var.

Manavgat denizcilik tarihi, Manavgat spor tarihi, Manavgat ilçe olma tarihi , Manavgat‘ta suhte isyanları, Meslekte 40 yıl ve Gündemdekiler

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Mahmut Öz: Yazma ritüelim yok denecek kadar azdır. Kendimi hazır hissettiğim her ortamda yazabilirim ama ne kadar çok uyarıcı olursa o kadar verimli yazdığımı düşünüyorum. Bir de benim çalışma prensiplerim daha çok araştırma üzerine olduğu için, ben sadece çalışma masamın üstünde yazı yazabiliyorum çünkü birçok bilgi ve belge önümde açık olması gerekiyor. Her an onlardan alıntı yapıp, kaynakça göstermem için büyükçe bir masa ve dağınık bir masada çalışıyorum.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Mahmut Öz: Yazarlar kendi yaşamını romanına aktarırsa bunun adı anı olur. Ancak gerçek romancı çevresinde topladığı biriktirdiği bütün değerleri, olayları, fikirleri belli bir fikir estetiği içerisinde kitabına aktarır.

Yılmaz Ali: Çocukluk insanın anavatanıdır. Siz çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Mahmut Öz: İnsan çocukluğuyla ilgili çok şeyi özlüyor. Örneğin; eski bayramlar, eskiden oynanan çocuk oyunları, düğünler ve insan ilişkilerini özlüyor. Fakat ben en çok annemle yapmış olduğum sohbetleri özlüyorum. Madem böyle bir soru geldi o vakit size bir projemden bahsetmek isterim. Çocukluğumla ilgili önemli bir kitap hazırladım onu yakınlarda yayınlayacağım.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Mahmut Öz: Ben roman yazdığım zaman roman karakterine bürünüyorum ve bazen kendi karakterimi bile unuttuğum, sadece onun gibi düşündüğüm, onun gibi yaşadığım zamanlar oluyor.

Yılmaz Ali: Sizi etkileyen yazarlar kimlerdir ve neden?

Mahmut Öz: Ben bu soruya çok net cevap vermenin yazarı kısırlaştırdığını düşünenlerdenim. Çünkü biz bu zamana kadar binlerce kitap okuduk, hepsinden bir şeyler öğrendik, yazma üslubumuzu da taklitten değil birikimimizden alıyoruz, ancak kimin tarzına benzer yazı tarzın diye sorulursa, ben biraz Ahmet Altan’ın tarzında olduğu gibi,  kitaplarımda tasvirlerin çok olduğu bir yazı tipini kullandığımı fark ediyorum.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilirmi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Mahmut Öz: Elbette herkes kitap yazabilir. Ancak kitap yazmak için ciddi bir birikime sahip olmanın yanında kişinin çok okuyup araştırma yapması gerekiyor. Bu hususta yeteneği de göz ardı etmemek gerekiyor. Hepsinden önemlisi de yaptığı işi sevmeli insan. Biz sözlü olarak kendimizi ifade edebiliyorsak yazılı olarak da ifade edebiliriz.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Mahmut Öz: Yeni yazarlarımıza öncelikle edep dediğimiz tevazuyu, yazdıklarıyla kibir, ego sahibi olmamalarını, öz değerlerimizi yabancılaşmamayı, kendileri olmalarını tavsiye ediyorum. Yazarlık entelektüel bir iştir. Dolayısıyla bir yazarın davranışları işportacı gibi olmamalı, yazarlığın bize sunduğu olgunluk ağırbaşlılık ve tevazu içinde olmalıyız.

Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Mahmut Öz: Benim eserlerim daha çok toplumun her kesimini, her köyünü, her dağını, her taşını kapsadığı için bir romancı gibi değil, bir araştırmacı yazar olarak, herkesi ilgilendiriyor. Eserlerimdeki gayem herkese bir şeyler vermek, herkese dokunmaktır. Bu sebeple halkımızın çok büyük teveccühleri oldu. Zaten onların bana gösterdikleri yakın ilgi ve alaka olmasaydı, ben bugün bu eserleri ortaya koyamazdım.

Yılmaz Ali:Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Mahmut Öz: Yazım hayatımdaki hedeflerimin aşağı yukarı sonuna doğru geldim, hem yaşımız itibari ile hem de eserlerin fazlalığı ile artık bir yerde dur demem gerektiğini biliyorum. Ancak her yazarın olduğu gibi bir başyapıtla yazarlık hayatıma son vermek isterim.

Yılmaz Ali: Hocam izninizle burada araya girmek isterim. Bence siz en verimli çağınızdasınız. Yaptığınız çalışmaları, verdiğiniz emeği ve harcadığınız zamanı yakinen bilen biriyim. Bana sorarsanız Mahmut Öz artık kendi iradesiyle yazarlığı bırakamaz. Çünkü Manavgat tarihi için referans kabul edilen bir kimliğiniz var. Siz bıraksanız bile kalem sizi bırakmaz. Şimdi söyleşiye kaldığımız yerden devam edelim.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?

Mahmut Öz: Ben yazmanın disiplinli bir süreç olduğunu, bir emek olduğunu düşünenlerdenim. Onuniçin hiç ara vermeden, her gün iki saat kendimi zorunlu olarak bu bilgisayarın başında oturarak yazmaya zorlarım. Yoksa ilham gelecek diye beklersek hiçbir zaman o ilham gelmez. İlham gelmesi için ona hazır olmamız gerekiyor. Zaten bizim araştırma eserlerinde ilham yok, çalışma ve disiplin var. Onun için ben çok düzenli olarak çalışırım.

Yılmaz Ali:Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mahmut Öz: Türkiye’de okuma oranlarının düşük olduğu ile ilgili çok fazla rivayetler ve araştırmalar var. Ancak Türk dünyasına edebiyatçı yetiştirmede, romancı yetiştirmemektedir.  Dünya çapında insanlar yetiştiremediğini görüyorum. Okumayı etkileyen faktörlerden bir tanesin de bu olduğunu düşünüyorum.

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Mahmut Öz: Son olarak eklemek istediğim şey, Manavgat tarihinde araştırmalarımızla yeni bir çağ açtık.  Bizden sonra gelecek yazarların bunun üzerine koyarak, daha çok araştırarak, daha çok tarihsel köklerimize geri giderek yeni eserler ortaya koymasını, bizden daha çok eserler vermelerini ve Manavgat‘ın kadim tarihini dünyaya tanıtmalarını istiyorum.