Manavgat, sadece doğal güzellikleri ve turistik cazibesiyle değil, aynı zamanda son dönemde gündeme gelen yolsuzluk, rüşvet ve irtikap operasyonuyla da anılır oldu. Bu operasyon, sadece birkaç kişinin değil, tüm şehrin vicdanını sızlattı ve ardında derin izler bıraktı.
Peki, bu süreçte Manavgat ne kaybetti?
Öncelikle, güven kaybı en belirgin yitim oldu. Halkın, kamu kurumlarına ve yöneticilere duyduğu inanç sarsıldı. Verilen her kararın, yapılan her ihalenin arkasında bir şaibe arayışı başladı. Bu durum, sadece belediyenin değil, genel olarak yerel yönetimin itibarına büyük zarar verdi. Güvensizlik ortamı, vatandaşın katılımcılığını ve şehre olan aidiyetini de olumsuz etkiledi.
İkinci olarak, kaynak israfı ve hizmet aksaklıkları kaçınılmazdı. Yolsuzluk, rüşvet ve irtikap, kamunun kaynaklarının kişisel menfaatler için çarçur edilmesi demektir. Bu paralar, şehrin altyapısına, sosyal projelerine, eğitimine ya da sağlığına harcanabilecekken, birilerinin cebine aktarıldı. Sonuç olarak, yapılması gereken yollar yapılmadı, parklar bakımsız kaldı, sosyal hizmetler yetersizleşti. Şehrin gelişimi sekteye uğradı, vatandaşın yaşam kalitesi düştü.
Bir diğer önemli kayıp ise ahlaki değerlerin aşınması oldu. Adalet, dürüstlük ve şeffaflık gibi temel değerler bu tür olaylarla yara alıyor. Genç nesillerin, siyasete ve kamu hizmetine karşı olumsuz bir bakış açısı geliştirmesine neden oluyor. “Köşeyi dönme” mantığı, “torpil” arayışı gibi çarpık düşünceler maalesef toplumsal yapının içine sızmaya başlıyor.
Son olarak, Manavgat’ın markasına ve imajına darbe vuruldu. Turizmle iç içe olan bir şehir için bu tür olumsuz haberler, dışarıdan gelen yatırımcıların ve turistlerin gözünde soru işaretleri yaratabilir. “Güvenilir olmayan bir şehir” algısı, uzun vadede ekonomik kayıplara yol açabilir.
Elbette, yargı süreci devam ediyor ve adalet yerini bulacaktır. Ancak Manavgat, bu süreçte sadece parasal değil, aynı zamanda toplumsal, ahlaki ve imaj anlamında da önemli kayıplar yaşadı. Şimdi önemli olan, bu yaraları sarmak, şeffaflığı ve hesap verebilirliği yeniden tesis etmek ve Manavgat’ın geleceğini daha sağlam temeller üzerine inşa etmektir. Aksi takdirde, kaybedilenler sadece maddiyatla sınırlı kalmayacak, şehrin ruhu da incinmeye devam edecektir.