Haftanın konuğu: Şair -Yazar, Eğitimci Ayşe POLAT

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ayşe Polat: Antalya Manavgat’ta doğdum. İlkokul ve ortaokulu Manavgat Taşağıl’da, Liseyi Antalya Sağlık Meslek Lisesi’nde yüksek öğrenimimi ise Malatya İnönü Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi’nden mezun olarak tamamladım. Çiftçi bir ailenin 7. çocuğuyum. Hatta “Yedi Numara” adıyla bir şiir yazmıştım. “Bende Gülüşün Kaldı” şiir kitabımda yer alır. Yurdun çeşitli illerinde öğretmen olarak uzun yıllar görev yaptım. Evli ve iki çocuk annesiyim.

Yılmaz Ali: Yazmaya  ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Ayşe Polat:  Ortaokuldan sonra, sağlık meslek lisesini, yatılı olarak okudum. O yıllarda şiir, kompozisyon ve öykü yazıyordum. Ama asıl yazma serüvenim, kalp krizi nedeniyle annemi kaybettikten sonra, otuz beş yaşımda başladı. “DEVE DOKUZUNDA, insan otuzunda”, bir anlamda içsel bir yolculuk ve sağaltım olan bu kalem arkadaşlığı giderek tutkuya dönüştü.

Yazmamda iyi bir okur olmamın büyük faydasını gördüm. Annemin ve babamın okur-yazar olmadıkları halde birçok halk hikâyelerini ezbere anlatmaları kulağımda fonetik miras etkileri bıraktı. Dolayısıyla ocak olan anneannemden el alan annem, hikâye anlatıcılığı geleneğini uzun kış geceleri, yanan sobanın etrafındaki dokuz çocuğundan yedincisine, aktardığının farkında bile değildi.

Antalya’nın “KADI KAÇIRAN yağmurlarında” tüm ev halkına sesli şiir ve hikâye okuma görevini bana veren babamın yazmamdaki payı büyüktür. Eline kalem, gönlüne öğretmenlik bulaşan birisi olarak öykü ve şiir beslendiğim ana damarlardandır.

Kırk yıldır yanarım ben bu hasretle/ Usta değil çırak olmak muradım

Korlar küle döndü al beni savur/Bu ocakta benim de anılsın adım.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Ayşe Polat: İlk şiir kitabım SEVDA VURGUNU 2017 yılında 1. Baskı, 2019’da 2. Baskı

BAK NE DİYOR YÜREĞİN Öykü ve deneme kitabım 2019

BENDE GÜLÜŞÜN KALDI şiir kitabım 2021

AYNALAR ÇARŞISI Öykü kitabım 2023

GÜL YAPRAĞI ÖRT YARAN ÜSTÜNE 2024 yılında okuyucuya sunuldu.

Üç̧  şiir, iki öykü olmak üzere, toplamda beş kitabım var.

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Ayşe Polat: Yazmak, gürültü ve patırtıyı sevmez. Yüreğinin sesini duyabileceğin, sessiz sakin bir ortam gerektirir. Duygu, düşünce yoğunluğu sükûnette daha iyi hissedilir, imgeler beyinde uçuşur, “ beni yaz“ der. İlham dediğimiz esin perisi için yer ve mekân yoktur. Dolayısıyla bazen deniz kenarında, bazen sıcak sobanın başında karlı bir günde ya da sabahın seherinde, gecenin leylisinde yazmışlığım vardır.

Yılmaz Ali: Karakterlerinize kendi yaşamınızdan bir şeyler katıyor musunuz yoksa tercihiniz kurgu mu?

Ayşe Polat: Karakterlerin yaşadığım coğrafyadan, kültürden etkilendiği bir gerçektir. Öykülerimde, kendi yaşamımdan kesitler olduğu gibi kurgular da bulunur. Öyle ki, kurgu ve gerçek aynı olay örgüsünde iç içe geçer ve bütünü oluşturur.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Ayşe Polat: Benim çocukluğum çok doğal ve özgür ortamlarda geçti. Ata da bindik, inek de güttük. Ben o güven duygusu ve samimiyeti çok özlüyorum. Domatesin tadını, kar beyazına bürüyen pamuk tarlalarını özlüyorum. Çocukların cinsiyet ayrımı yapmadan oyunlar oynadığı zamanlar ve komşuluk ilişkileri, günümüzden çok gerilerde kaldı.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Ayşe Polat: Sanatçı yaşadığı toplumun acılarına ayna tutar, çağa tanıklık eder, yaşamdaki hüzünden beslenir. Yazarken duygu yoğunluğu olmazsa geleceğe taşınacak eseriniz olmaz. Alman filozofu Hegel der ki, “Güzel sanatların en üstünü ve en zor olanıdır şiir.” Geleceğe taşınacak bir eseriniz olacaksa o duygu yoğunluğunu yaşamanız ve size ait bir dille aktarmanız gerekir.

Yılmaz Ali: Sizi etkileyen Türk ve Dünya yazınındaki önemli kalemler kimlerdir?

Ayşe Polat: Şiirde Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Sümmani, Seyrani beslendiğim ilk şairlerdir. Daha sonra Cahit Sıtkı, Behçet Necatigil, Orhan Veli, Cahit Kulebi, Ülkü Tamer, Attila ilhan ilk aklıma gelenler. Yazarlardan ise, Peyami Safa, Halide Edip, Reşat Nuri, Kemal Tahir, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Ferit Edgü, Ayşe Kulin başta gelir. Dünya edebiyatından en çok sevdiğim kalem Dostoyevski ve Victor Hugo’dur.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilirmi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Ayşe Polat: Kitap yazmak için söylenecek bir sözünüz; bir meseleniz, bir derdiniz olmalı. Testi dolmadan dışına sızmaz derler, kitap yazmak için önce dolmak gerekir. Kalıcı bir şiiriniz olacaksa sizden önceki tüm şairlerin şiirlerini okumalısınız çünkü şairler kan bağı olmasa da can bağı ile sizden önceki akrabalarınızdır. “Sorma âşıklara kimin nesidir, âşıklık Mevla’nın hediyesidir. Ruhun arzusudur, kalbin sesidir, ne ölçen hisseder ne tartan anlar.” Dolayısıyla, yetenek bu ruhu geliştirmek için şarttır.

Yılmaz Ali:  Hobileriniz nelerdir?

Ayşe Polat: Kişiliğimizin coğrafyadan etkilendiği bir gerçektir. Torosların ve Akdeniz’in bir kızı olarak yüzmeyi ve türküleri çok severim. Türkü söylemek beni dinlendirir. Uzun yıllar severek yaptığım öğretmenlik mesleğimde dersime geçmeden önce öğrencilerime mutlaka bir türkü dinletmişimdir. Böylece gençlerin kulağına kar suyu kaçırmak, bir Neşet Ertaş türküsüyle güne başlamak vazgeçilmezim oldu.

Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Ayşe Polat: Öncelikle her bir okuyucuma teşekkür ederim. Eğer onlar yüreklendirmeseydi bu kadar cesur olabilir miydim? Birbirimizi tanımasak da aynı şiirin dizelerinde buluşmak, aynı öyküde hüzünlenmek anlatılmaz bir duygu.

Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Ayşe Polat: Kalıcı şiirler ve öyküler yaşanmışlıktan beslenir. Sözcükleri kullanma sanatınız size özgü ise yeni bir şey söylemişsiniz demektir. Şairin yeteneği, heybesindeki sözcükler, yaşanmışlıklar ile bir araya gelirse bir tat ve haz bırakacaktır. İsterim ki, bir şiirim, bir dizem okunduğunda “Ayşe Polat” adı hatırlansın. “Yaktılar mı Manavgat’ım” şiirini bu yönüyle ayrı tutarım. Temmuz 2021 tarihinde yazdığım bu şiirdeki her bir dizeyi derinden hissederek birebir yaşadım. Ve şiiri boğazımda duman kokusuyla ağlayarak yazdım.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?

Ayşe Polat: İnsan et kemik değildir, elbette yazmadığımız dönemler olacaktır. Ben bu dönemleri, kuluçka dönemi olarak görüyorum. Okumalar yapmak, düşünmek, doğa yürüyüşleri, seyahat etmek, kalemle kâğıdı hemhal olmak için uyguladığım yöntemlerdir. Yeni kültürler görmek, dost sohbetleri, yazmak için heyecanımı geri getirir.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ayşe Polat: UNESCO’nun araştırmasına göre, Türkiye kitap okumada Dünya ülkeleri arasında 86. sırada yer alıyor. Avrupa’da kitap okuma oranı yüzde 21 iken, ülkemizde maalesef  binde birdir. Zihnimizi korumak, alzheimer riskini azaltmak için her gün en az 10 dakika kitap okumalıyız. Yaşlılıkta hafıza kaybının kitap okumalarla yavaşlatıldığını araştırmalar gösteriyor. 2025 yılında Kanada’da doktorlar depresyon terapisi için ücretsiz müze ziyareti reçetesi yazabiliyor. Bu yönüyle, ülkemizde de okumaya ve sanat etkinliklerine gereken önem verilmelidir.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Ayşe Polat: Öncelikle, Türk edebiyatı ve Dünya edebiyatı eserlerini okumalarını öneririm. İyi bir yazar olmanın yolu iyi bir okur olmakla başlar. Ayrıca, bilinçli bir gözlem, duyarlı bir kalp, disiplinli yazma periyodu gerektirir. Kendinden önceki zincirin halkalarını tanımak, o zincirde bir halka olabilmek için şarttır.

Yılmaz Ali: Sanat adına, Manavgat’ büyük işler yapıyor. Siz de bu işin bir parçası oldunuz. Özel bir öneriniz var mı?

Ayşe Polat:  Manavgat, 2024-2025 yılında sanat adına gurur duyulacak birçok etkinliğe imza attı. Öncelikle, MANAVGAT SANATÇILAR DERNEĞİ’nin kurulmasına verdiği destekten dolayı, Belediye Başkanımız Sayın Nefi KARA’ya teşekkür etmek isterim. Bir yönetici olarak sanata ve sanatçıya olan yakınlığı kentimizde hissediliyor.

Ayrıca, halk kütüphanesi müdürü Sayın Hidayet OKTAY’ın, öğrenci-yazar buluşmaları ile okullara düzenlediği ziyaret ve söyleşiler, gençlerimizi motive etmesi yönünden takdiri hak ediyor. Sanat adına yapılan her emeği önemsiyorum. Bu yönüyle, sanatı ve sanatçıyı misafir eden kıymetli Manavgat halkına gönülden teşekkür ediyorum.

Unutmayın ki “SANAT VE BİLİM AĞIRLANMADIĞI YERDEN GÖÇ EDER.”

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Ayşe Polat: Yaşam bize sunulan bir armağandır. İsterim ki, her insan alnı ak, başı dik yürüyebilsin. Bunun temeli ise eğitimdir, üretmektir ve meslek sahibi olabilmektir. Tutunacak dal aramak yerine ağacın kökünün kendisi olduğunu bilmektir. Gençler bunun farkında olsun ve hayallerinden vazgeçmesin isterim. Ayrıca, sağlığımızı koruyan bir ilaç gibi, SEVGİ tüm gönüllerde taht kursun isterim.

 Uzakta olsa dosta bir selam / Mızrabın vurduğu teller bilirim

Gönülden gönüle hiç görünmeden /Yürekten sunulan güller bilirim.

Bu söyleşi için teşekkür ederim, Sevgi ve saygılar sunuyorum.