13 Haziran 2025 günü sabaha karşı, İsrail, İran’a saldırdı. Uluslararası hukuka göre, bu saldırının hukuki gerekçesi yok. Uluslar, bu gibi saldırılar karşısında, meşru müdafaa hakkını kullanır. İran, uluslararası hukukun verdiği meşru müdafaa hakkını kullanıyor.
İsrail saldırıyı, Amerikan uçaklarını, uydu sistemini ve silahlarını kullanarak yaptı. İstihbaratı, Amerika sağladı. Uçakların havada yakıt ikmalini Almanya yaptı. Ancak, uluslararası hukuka göre saldırı meşru olmadığı için, yardım edenler kendilerini saklıyor.
Amerika yardım ediyor. Ancak ”İran ile savaşa katılmayacağını, her platformda” dile getiriyor. Çünkü, Amerikan Halkı, savaş istemiyor. Amerikan Halkının istemediğini, Amerikalı siyaset adamı göze alamaz.
Amerikan geleneğinde, ülkeyi savaşa sokmak için ”halkı ikna etmek” gerekiyor. İkinci dünya savaşına girmek için Pearl Harbor baskınına göz yumulduğu iddia ediliyor. Ticaret kulelerinin yıkılmasının gerisinde de halkı ikna etme tezi yatıyor.
Amerikan Hükümeti ”ikinci körfez harekatı” sırasında, iki tez ileri sürmüştü.
1. Saddam Hüseyin, kitle imha silahları üretiyor.
2. Teröristleri destekliyor, deniliyordu.
Savaş sonunda her ikisinin de olmadığı anlaşıldı. Kandırılan Amerikan Halkı, bu kez, Hükümetin dediklerine inanmıyor.
İran nükleer silah yapacak tezi tutmadı. Zira, Amerikan ajanları ”İran’ın nükleer silah yapmaktan vaz geçtiğini” ifade ettiler. Bu ifadeye, Başkan Trump ”sert cevap” verdi. Ancak, Amerikalı Hükümete inanmıyor. İnanç zafiyeti, Başkan Trump’ın önündeki en büyük engel olarak duruyor.
Senatör Bernıe Sanders ”Anayasaya göre, Amerika’nın İran’a savaş açabilmesi için KONGRE’nin karara alması” gerekir. ”Böyle bir karar yok, Başkan savaşa karar veremez” diyor.
Amerikan kamu oyu, Netanyahu’nun ,İran’a saldırmakla ”Savaş suçu işlediğine” inanıyor. Savaş suçlusu birinin sözüne güvenerek, İran’a savaş açılmasına karşı duruyor. Amerikan Halkı ikna edilmediği için, Başkan Trump İran’a savaş açamayacak.
Savaşın da bir hukuku var. Bu hukuku İsrail tanımıyor. Tanımıyor olmanın bedelini ağır ödüyor.
