ACI OLAN KAHVELER DEĞİL

Bazı insanlar vardır bunaltır insanı, enerjinizi alır. Ortamdaki bütün havayı emer ve kendinizi

boğuluyor gibi hissedersiniz. Siz işleri yoluna koymaya çalıştıkça onlar daha karmaşık hale getirir.

Telefonunuzu çaldırması bile suratınızın asılması için yeterlidir. Bir süre sonra pes edersiniz. Bir an

katlanmak mücadeleden daha kolay gelir. Bu aslında bir rahatlama değil çaresizliğin en derin

halidir. Bu satırları okurken tam da beni anlatıyor dediğinizi duyar gibiyim. Emin olun bu konuda yalnız değilsiniz. Nerdeyse toplumun yarısı bu psikolojiyle yaşıyor. Diğer yarısı da sorun olmaya devam ediyor.

Bu hayat kendi dertlerinle uğraşmak için bile çok kısayken bir de çevrenin sorunları eklenince

çekilmez bir hal alıyor. ’Bir dokun bin ah işit’ lafı aslında her şeyi özetliyor. Merhabadan sonra

başlayan sohbet kısa sürede dertleşmeye dönüşüyor. Borçlar, krediler hayat pahalılığı, üst komşudan

gelen rahatsızlıklar derken aile içi meselelere kadar uzanan sorunlar yumağı. Bu konuşmalar sürekli

olunca stres topuna dönüyorsunuz. İşin garibi bir süre sonra bu sorunlar sizi sanki kendisine bağlıyor

ve peşine takılıyorsunuz. ’’Sahi senin iş ne oldu, hani şu..’’ diye başlayıp üst komşuya kadar uzanan

konular.

Kuyruğunu kovalayan kedi misali farklı mekanlarda ayı konuları benzer cümlelerle konuşup

duruyoruz. Şikayetçi miyiz?  Hayır. konuşmak bir ihtiyaç fakat konular sıkışık. Bazen aracın lastiğinin

patlamasına bile ihtiyaç var dönen tekerleğin neyini konuşacaksınız. ’’Yemeğe tuz atmayı

unutmuşum’’ hadi size yarım günlük sohbet konusu; yani aslında sohbet etmiyor lak lak

ediyoruz. Birbirimizin kafasını şişirmekten başka bir şey yapmıyoruz. Bu kadar da değil arada bir laf

sokmaktan da geri durmuyoruz. Lafı tuzaklayıp biraz da ağdalayıp ağızlara dolayıp dedikodu etmeyi

sohbet sanıyoruz.

Acı kahveleri tatlandıran sohbetler şimdilerde ağzımızın tadını bozuyor. Sinirimizi kaldırıp bizi

hasta ediyor. Kalabalık bir toplumda sıkışık konular, kafası karışık insanlar; kalpler bozulmuş, diller

çatallanmış, şüphe kol geziyor, konuşmak tehlikeli, susmaksa en emin yol; susuyorum

GÜNÜN SÖZÜ: Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu

bozmakta bulur.

HÜSEYİN ÖZCAN