ULUSLARARASI HUKUK VE İSRAİL

1972 yılında BİRLEŞMİŞ MİLLETLER, oy birliği ile tarihi bir karar aldı. Bu karara göre;

“1972 yılında mevcut sınırlara göre oluşmuş toprak bütünlüğüne saygılı olunacak”

Birleşmiş Milletlerin kararına rağmen, İSRAİL, Lübnan’ı bombalıyor. Suriye’deki bazı hedefleri bombalıyor. Uluslararası toplum sessiz kalıyor.

Bu sessizliğin uluslararası hukuktan kaynaklanan nedeni var. Terörizm.

Terörizm ile mücadele edemeyen ya da etmeyen ülkelere karşı hakkı haleldar olan ülke müdahale edebilir. Yapılan müdahale “toprak bütünlüğüne zarar vermez” prensibi kabul gördü. Terörist nerede olursa olsun, zarar gören ülke terörist odakları ve yardım eden kişi ve araçları hedef alabilir.

İsrail bu prensipten hareket ederek, Lübnan’daki terörist saydığı odakları bombalıyor. Bombardıman, LÜBNANIN toprak bütünlüğünü bozacak anlama gelmiyor.

Sorun şudur. Terörsit kim. Uluslararası toplum bu konuda ortak bir karara varamadı. Örneğin, İsrail’e göre HAMAS terörist bir oluşum. Bize göre değil. PYD bize göre terörist. Amerika’ya göre değil. Sorun buradan kaynaklanıyor.

Real politik ise, kararı hakkı haleldar olan ülkeye bıraktı. Ülkeler, terörist saydığı oluşumlar ile mücadele ediyor.

Teröristin tarifi konusunda, uluslararası toplumun ortak kararı oluşuncaya kadar, her kafadan bir ses çıkmaya devam edecektir. İsrail bu boşluğu kullanıyor. Kendisi terörist saydığı odakları ve onlara yardım ve yataklık edenleri bombalıyor. Terörizmi gerekçe aldığı için bombalamalar, “toprak bütünlüğüne zarar veriyor” anlamına gelmiyor.

Şinasi KARA