Toplumlar, tank-top ile yok edilemiyor. Kültürel açıdan yok edilen toplumlar tarih sahnesinden siliniyor. Anadolu tarihine bakınız. Yok olan toplumların tarihidir.
Anadolu’da yaşayan Hattiler yok. Hititler yok. Luviler yok. Frigler yok. Lidyalılar yok. Persler yok. Grekler yok. Urartular yok. Ermeniler yok. Rumlar yok. Pontus yok. Bizanslılar yok. Sadece biz Türkler kalmışız. Bin yılı aşkın zamandan beri, bu topraklarda kalma mücadelesi veriyoruz.
Var oluş nedenimiz kütürümüzden kaynaklanıyor. Dünyada, vatanı için severek ölüme giden çok az millet var. Bunların başında biz Türkler geliyor. Bu kültür, dünyanın en sorunlu topraklarında var olmamıza yetiyor.
Yabancı sosyologlar, ki bunların başında Arnold Toynbee geliyor. Türk kültürünü bozmadan, Anadoluda Türkleri yok etmenin mümkün olamayacağıni, söylüyor. Bu amaçla, iki sosyolojik yapı kullanılıyor.
1. Devşirmeler kullanıyor.
Osmanlıyı devşirmeler yıktı. Bundan ders alamadık.
Cumhuriyette de devşirmeler varlıklarını sürdürdü. Mason Locaları kanalıyla devleti ele geçirmeye çalıştılar. Ilk fark eden Atatürk oldu. 1936 yılında Mason Localarını kapattı.
Devşirmeler “Türk Kültürünü yok etmek için” ellerinden geleni yapıyor. Baş vurdukları yöntem “Eğitilmiş Çaresizlik Sendromu” yaratmak.
Her toplumda sorun olur. Olumsuzlukları, toplumun geneline mal etmeye çalışanlara dikkat ediniz. Eğer devşirme ise, mutalaka “Eğitimiş çaresizlik sendromu” yaratma amacı vardır. Bu sendrom, kültürel aşağılamaya meşruiyet kazandırıyor. Kültürel yok oluş, milletin kendi kültürünü aşağılaması ile başlıyor.
2. Tarikatlar
Ingiltere Başbakanı Churchille “Türkleri savaş ile yenemezsiniz. Din adamlarını kullanın. Onlar devleti yıkmak için hazır bekliyor” diye, Türk düşmanlarına akıl veriyordu.
Tarikatlar dini kullanarak, avam kesimden halkı, arap kültürü ile devşiriyor. Devşirmeyi sanat haline getiren Türklerin devşirilmesi de ilginç. Türklerin dini zaafiyeti kullanılıyor. Tarikatlar, Türk Kültürünün kaybına neden oluyor.
Tarikatlardan Osmanlı büyük zarar gördü. Yeni Çeri Ocağı’nın kaldırilmasının gerisinde Nakşibendi-Bektaşi tarikatlarının çatışması vardı. Bu çatışmayı Ingilizler çok iyi degerlendirdiler. Nakşibendileri kullandılar. Ingiliz topu ile Bektaşi olan Yeniçeri Ocağı kaldırıldı. Millete “hayırlı vaka” dediler. Ama, iki yıl sonra Yunanistan egemenlik kazandı.
Yabancıların, Tarikatları kullanma geleneğini Ataturk biliyordu. Tarikatları yasakladı. Ancak, yasak iş görmedi. Masonlar gibi tarikatlar da yaşıyor.
Sonuç:
Kültürümüzü kaybeder isek, bu topraklarda varlığımızı sürdürmemiz mümkün değil.
-Devşirmeler “Ögrenilmiş çaresizlik sendromu” yaratıyor.
-Din adamları “Arap Kültürünü din diye” kullanıyor.
Her ikisinin de hedeflinde Türk kültürünü yok etme girişimi var. Kültür yok eildiği zaman, toplum da yok oluyor.
Çare bellidir. Ulu Önder Atatürk’ü örnek almamız gerekiyor.