Damdan düşenin halini damdan düşen bilirmiş. Fransızların da başına gelmiş. Açıklıyorlar.
Geçtiğimiz yıl Doğu Akdeniz’de, Yunanistan’a destek vermek üzere harekete geçen Fransız donanması, Girit açıklarına geldiği sırada, İLETİŞİMİ kesilmiş. Adeta kör ve sağır olmuşlar. Çareyi geri dönmekte bulmuşlar.
Sonunda anlaşılmış ki, kör ve sağır eden güç elektronik kaynaklıymış. Devletin biri, elektronik dalga gönderiyor ve radarları işlemez hale getiriyor. İletişim sistemini etkisiz hale getiriyor. Askerin gözünü kör, kulağını sağır ediyor.
Fransızlar, aynı gücün Suriye’de kullanıldığını açıklıyor. Suriye harekatının neden çabuk bittiğini dünya, Fransa’dan öğreniyor.
-Bu güç önce, Esad Ordusunun iletişim sistemini engellemiş. Askerler ne olup-bittiğini anlamadan, karşılarında devrimci güçleri bulmuş.
-Hareket halindeki zırhlı araçlar, SİHALAR ile vurulmuş. Devre dışı kalmışlar.
-Hama’da, rejim askerleri savunma hattı oluşturmuşlar. Ancak, İHALAR öncü-gözcü görevi yaparak, koordinatları topçu birliğine bildirmiş. Etkisiz hale gelmesi 2 saat sürmemiş.
-Bozgunu gören rejim askerleri, üniformalarını çıkarıp atmışlar. Sivil elbise giyerek kaçmışlar.
-Devrimci güçler küçük gruplar halinde hareket ederek, havadan gelecek uçak saldırısına karşı hedef büyütmüşler. Rus uçakları, bomba atacak büyüklükte bir grup bulamamış.
-Devrimci güçler kolayca ŞAMA ulaşmış. Şam’dakiler ne olup-bittiğinin farkına, devrimci güçleri görünce varmış.
Demek ki, harekât “komplo teorisyenlerinin anlattığı gibi” olmamış. Organize ve üstün bir askeri aklın eseri olarak gerçekleşmiş.
Bu aklı bütün dünya görüyor. Ve taktir ediyor.
