Suriye yeniden yapılanıyor. Bu yapılanmada İKİ ÜLKENİN ÇIKAR ÇATIŞMASI var.
Birincisi İSRAİL;
-İsrail, SURİYE mümkün olduğu kadar bölünsün istiyor. Suriye’de kuvvetli bir siyasi ve askeri güç olması işine gelmiyor. Bunun için var gücüyle çalışıyor. Bizdeki işbirlikçileri de SURİYE BÜTÜNLÜK SAĞLAYAMAZ tezini işliyor.
Tezlerinin özeti, etnik ve mezhebi esaslara dayanıyor. Şöyle özetlenebilir; Suriye’nin Kuzeyinde KÜRT özerk bölgesi kurulsun. Lazkiye merkezli, Nusayrı federe devleti kurulsun, Güneyde Dürzüler ayrı bir özerk bölge ayrılsın. Şam Merkezli Araplar federe devlet kursun.
İkincisi Türkiye;
-Türkiye, SURİYEDE ÜNİTER DEVLET kurulsun istiyor. Türkiye benzeri, eşit vatandaşlık ilkesini esas alan, laik ve sosyal ÜNİTER bir Devleti çözüm olarak görüyor.
Bizim açımızdan doğrusu da budur. Irak yapılanırken, müdahale etmedik ve IRAK ÜÇE bölündü. Sıkıntısı bize yansıyor. Bu kez elimiz güçlü. Zaman kaybetmeden hareket etmemiz gerekiyor.
Üniter devlet yapılanması, Suriye’nin de çıkarınadır. Suriye parçalanır ve ekonomik entegrasyon bozulur ise, kaynakların optimal dağılımından istifade edilemez. Örneğin, petrole sahip olan, diğerlerine petrolden pay vermez. Fıratın suyuna egemen olan, tekel yaratır. Ekonomik sorunlar siyasete anında yansır,
Üniter devlette, Suriye’nin ekonomik kaynaklarından Suriye’de yaşayan herkes istifade eder.
Ayrıca, birlikte olmanın getireceği TOPLAM TALEP büyür. Talebin büyüklüğü, sanayi üretiminin nitelik ve niceliğini tayin ediyor. Küçük talep, Suriye’nin sanayi toplumuna dönüşmesine ve gelişmesine engel olur.
ÜNİTER DEVLET yapılanması, siyasi ve ekonomik bakımdan güçlü bir SURİYE yaratacaktır. Suriyelilerin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekiyor.
