Haftanın konuğu: Yazar Zümrüt Yılmaz

Bu haftaki konuğum Manavgat’ın yetiştirdiği Eğitimci Yazar Zümrüt YILMAZ oldu. Alanında yeterli eğitimleri alan hocamız; yenilikçi ve çağa ayak uyduran idealist bir yazar. Sahip olduğu bilgi ve birikimle yaşadığı kente değer katma çabası içinde. Hocamızla keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileğiyle…

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Zümrüt Yılmaz: 1983  Manavgat doğumluyum. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Yüksek Lisansımı Doğu Akdeniz Üniversitesinde tamamladım.2007 yılından bu yana devlet okullarında ve özel okullarda Edebiyat öğretmeni ve Türkçe Öğretmenliği yaptım. 8 yıldır özel okulların idari kadrosunda yer alıyorum. Şu an Özel Manavgat Boğaziçi Kolejinde Ortaokul Müdürüyüm. Yazmaya olan tutkumla 2015-2017 yılları arasında Türkbeleni Gazetesinde köşe yazarlığı yaptım.  Ayrıca bu süreçte  Gezgin Adam Dergisinin de redaktörlüğünü yaptım. 2020 yılında ilk eserim olan ‘Yüzen Gökyüzü Uçan Balık’ı, sonrasında da ikinci eserim olan  ‘Toprağa  Değen  Adımlar’ı yazarak çocuk edebiyatına katkı sağladım. Kişisel Gelişime ve eğitimde yenilikçi yaklaşımlara olan tutkumla almış olduğum eğitimler sonucu bugün kendi koçluk ve danışmalık ofisimi açtım. Zümrüt Yılmaz Akademi’de Yönetim-Eğitim-Yaşam koçluğu, İlişki ve Evlilik danışmanlığı, Diksiyon Eğitimi, Dijital Medya Liderliği ve Sosyal Medya Bağımlılığı, Aile Dizimi ve NLP koçluğu yapmaktayım. Bireylerin kendi güçlerini keşfetmelerini ve yaşam yolculuklarında kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerini önemsiyorum ve bireylerin liderlik yönlerinin ortaya çıkması, ilişkilerini güçlendirmeleri ve yaşam kalitelerini artırmaları için onlara rehberlik yapıyorum. 

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Zümrüt Yılmaz: Yazmaya ortaokul dönemimde günlük tutarak başladım ve bu süreç üniversiteden mezun olana kadar devam etti. O yaşlarda duygu ve düşüncelerimi şeffaflıkla aktardığım günlüklerim, yazma yolculuğumda kendi üslubumu bulmamı sağladı. Günlüklerime yalnızca yaşadıklarımı değil, anılarımı ve şiirlerimi de yazıyordum. Zamanla bir günlük tutmaktan fazlası oldu; deneme, hikâye ve şiirlerimin derlendiği bir deftere dönüştü.

Yaşadığım bazı anların olumlu ve olumsuz taraflarının bende bıraktığı izler, başkalarına yol gösterme umuduyla beni yazmaya itti. İnsana ulaşma ve öğretme yolculuğumda hikâyelerimi kullandım diyebilirim.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Zümrüt Yılmaz: İki kitabım var. İlki ‘Yüzen Gökyüzü, Uçan Balık’ , İkincisi ‘Toprağa Değen Adımlar’

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Zümrüt Yılmaz: Yazma süreci benim için her an başlatılabilecek bir durum. Bazen bir dost sohbetinde bazen bir bankta oturup çevreyi izlerken bir bakıyorum ki zihnim hissettiğim ve gözlemlediğim her şeyi yazıya dökmeye başlıyor. Tabi ki bu eserlerin yalnızca başlangıç aşamasını kapsıyor. Eserin olgunlaşması genellikle geceleri oluyor. Gecenin huzuru ve sakinliği zihnimi ve kalbimi rahat duymamı sağlıyor. Öyle uzun uzun geceler yazmıyorum Ali Bey, bilgisayar karşısına oturduğumda klavyede parmaklarım kendiliğinden  yazmaya  başlıyor ve sözcükler akıp cümleleri bitiriyor. Zaten birkaç gün içinde de eser tamamlanıyor.

Yılmaz Ali: Karakterlerinize kendi yaşamınızdan bir şeyler katıyor musunuz yoksa tercihiniz kurgu mu?

Zümrüt Yılmaz:  Ben gerçeklerle kurguyu harmanlamayı seviyorum. Gerçek karakterler üzerinden yola çıkıyorum ve karakterlerin tanınmasını azaltmak amacıyla küçük kurgusal dokunuşlar yapıyorum. Her iki kitabımda da kendimden ve çevremden esintiler var.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Zümrüt Yılmaz: ‘Dünyayı çocuk gözlerle görmeyi’ özlüyorum. Yaşınız kaç olursa olsun ruhunuzdaki çocuk ölmedikçe çocukça yaşayabiliyor, özlediğiniz çocukluk anılarını tekrarlayabiliyorsunuz. Veyahut sevdiklerinizin yanında çocuklaşabiliyorsunuz ama dünyayı veya çevrenizi çocuk gözlerinizden bir daha aynı saflık, samimiyet, güven ve sevgiyle göremiyorsunuz.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Zümrüt Yılmaz: Duygular benim için yaşamı anlamlandıran yegâne şey. Duygular yazmama sebep, bu nedenle yazarken de fazlaca duygu yoğunluğu yaşıyorum.

Yılmaz Ali: Sizi etkileyen Türk ve Dünya yazınındaki önemli kalemler kimlerdir?

Zümrüt Yılmaz:  Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet Ran, Sait Faik Abasıyanık, Aziz Nesin, İpek Ongun, Elif Şafak, Zülfü Livaneli ve son dönemlerin yazarlarından da Şermin Yaşar en etkilendiğim yazar. Dünya Edebiyatından ise, Dostoyevski, Victor Hugo, Jack London, Mark Twain var.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilirmi? Yoksa yazmakyetenek gerektiren bir iş midir?

Zümrüt Yılmaz: Yazmak için önce çok okumak gerekli bence. Herkes yazabilir elbette ama herkesin yazdığı okunabilir mi, önce bunu sormak gerekli. Okunmaya değer bulunan,  etki bırakan ve yarınlara kalan eserler,  donanımlı yazarların kaleminden çıkıyor. Bu yüzden herkesin yazdığı okunmuyor. Yazmak için önce Türkçeyi çok iyi bilmeli bir yazar. Dilinin zenginliğini ve dil kurallarını doğru kullanmalı, okuyucuya verdiği bir duygu, tat, mesaj olmalı. Herkes yazmamalı… Okuyan, araştıran, öğrenen,  geliştiren insanların hikâyeleri ve kalemi çoğalmalı diye düşünüyorum.

Yılmaz Ali:  Hobileriniz nelerdir?

Zümrüt Yılmaz: At Binmek, Su altı dalışı yapmak, Doğa yürüyüşü ve Seyahat etmek hobilerim arasında.

Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Zümrüt Yılmaz: Her satırımda okurlarıma onların cesaret edemediği ve kendilerinde fark etmelerini istediğim şeyleri fısıldıyorum aslında, bu da hikâyelerimdeki karakterlerle bağ kurmalarını sağlıyor.

Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Zümrüt Yılmaz: İki adet hikâye kitabım var ve bu hikâyelerde alttan alta okurlarımın kişisel gelişimlerine katkı sunuyorum, hedefim doğrudan bir Kişisel Gelişim kitabı yazmak.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?

Zümrüt Yılmaz: Zorlandığım ya da tıkandığım dönemde biraz ara verip doğayla zaman geçiriyorum. Doğa ve deniz zihnime her zaman iyi geliyor.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Zümrüt Yılmaz: Ülke olarak okumuyoruz. Okumanın önemini ve verdiği hazzı yeni gelen nesile anlatamıyoruz. İnternetin gücüyle okuyabileceğimiz birçok makale, kitap, köşe yazısına ulaşsak da ülkenin geneli uzun uzun okumak yerine ulaştığı kirli bilgiyle yetinip okuma zahmetine girmiyor maalesef.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Zümrüt Yılmaz: Naçizane tavsiyem Türkçeyi doğru kullanmaları olur. Bir yazarın yazdığı eserde yazım yanlışı varsa sözcükler doğru yazılmamış imla kurallarına uyulmamışsa benim gözümde eserin niteliği düşüyor ve yazarına saygım azalıyor. Bu sebeple yeni yazarlarımızın bu konuda hassasiyet göstermelerini ve bununla beraber günün sonunda okuyan bir kişi kalıncaya dek yazmaya devam etmelerini öneririm.

Yılmaz Ali: Manavgat sanat adına büyük işler yapıyor. Siz de bu işin bir parçası oldunuz. Özel bir öneriniz var mı?

Zümrüt Yılmaz: Manavgat bu konuda birlik olmayı çok güzel başardı ve tüm sanatçı dostlarımızın birbirine olan desteğiyle daha da güçlendik. Ben de bu camianın içinde olmaktan onur duyuyorum. Yapılan işler her geçen gün büyüyerek ve daha da güzelleşerek gidiyor. Bu durumdan memnunum. Katkı olması adına önerim yaratıcı yazarlık atölyeleri oluşturulabilir. Bu sayede her yazarımızın öğrencilerle buluşması sağlanabilir, hem yazma yolculuğumuz ve yazma yöntemlerimiz çocuklara aktarılır hem de onları yazmaya teşvik edebiliriz. Kitap okumayı arttırmak için ise Kitap Buluşmaları yapılabilir. Hepimizin ortak okuduğu kitap üzerine fikirler ve söyleşiler yapılması sosyalleşmenin yanı sıra kitap okuma oranını da arttırır, diye düşünüyorum.

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

 Kıymetli yazarlarımıza uzattığınız bu mikrofonla seslerini ve sözlerini duyurduğunuz bu platformda bana yer verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Manavgat’ın her alanda sesi olarak var olduğunuz gibi dostlarınızı da hep yanınızda tuttunuz, Ali Bey sizi tanımak ve dostunuz olmak benim için mutluluk verici bunu da eklemek istiyorum. Başarılarınız daim olsun.