Haftanın konuğu: Yazar Özlem Okucu

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Özlem Okucu: 1967 Turhal doğumluyum, dört kardeşiz üç kız bir erken en küçükleri babamın tabiri ile son beşik benim. Ailenin en şımarığı olarak büyütülen ve çocukluk yıllarım dahil okul hayatım boyunca çok sevilen ve şımartılan bir çocuktum.  İlk, orta ve lise öğrenimimi Turhal’da tamamladım, sonrasında babamın iş durumlarından dolayı İstanbul’a taşınmak zorunda kaldık. İstanbul benim yabancı olduğum bir şehir değildi çocukluğumun tatil zamanları hep İstanbul’da geçtiği için adapte olmam zor olmadı.

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Özlem Okucu: Babam köyde doğup büyümesine rağmen liseyi bitirmiş entellektüel biriydi kitap okumayı bana o sevdirdi sonrası da ise sevgili edebiyat öğretmenim hem okumayı hem de yazmayı sevmemi daha da pekiştirdi. Çocukluğunda okuduğum kitaplara hep notlar alır altlarını çizer ve sayfaların köşelerini katlardım, babam bu şekilde okurdu ben de böyle okumaya devam ettim ve hep günlük tuttum. Günlüğüm bitince eski günlüğü yakıp o anıları unutup yeni günlüğe geçerdim.  Şimdi düşünüyorum da keşke yakmasaymışım biriktirdiğim anıların birçoğunu hatırlasam da yine de o günlükleri okumak beni aynı heyecanlara götürebilirdi. Ve bu şekilde lise bitene kadar kaç günlük doldurup yaktım sayısı bilinmez. En son günlük tuttuğumda ise babamı kaybetmiş ve boşluğa düşmüş o boşlukta tekrar günlük tutmaya başlamıştım.  Ortak arkadaşımız sayesinde tanıştığım birine o boşlukta aşık oldum ve artık sayfalar ona olan aşkımı, heyecanımı, sevinçlerimi, acılarımı en çok da gözyaşlarımı anlatmakla doldu. Kalbimde kelebekler uçuşurken en büyük düşmanım akreple yelkovan oldu, zaman o kadar hızla akıp geçiyordu. Çok sevdim ve sevildim ama hiç aşık olmamıştım mantık ve duygularımın iç savaşındaydı kalbim ve beynim, kim galip çıkacaktı bilinmez bir dönenceye doğru savruluyordum.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Özlem Okucu: Basılı bir kitap, taslak olarak ise dört kitap hazırda basılmayı bekliyor.

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Özlem Okucu: Kendimi çok üzgün ve mutsuz hissettiğim anlarda daha verimli oluyorum. Duygularımı kaleme döktüğüm sırlarımı beyaz sayfalarla dertleştiğim zaman kelimeler kalemimden satırlara dökülüyor. Ancak her yazarda olduğu gibi ben de sessiz ortamları seviyorum. Çünkü sessiz ortamlarda insanın dikkati dağılmıyor.

Yılmaz Ali: Karakterlerinize kendi yaşamınızdan bir şeyler katıyor musunuz yoksa tercihiniz kurgu mu?

Özlem Okucu: Sanırım her yazar yazdıklarına kendinden bir şeyler katar. Yazdığım kitapların ve şiirlerin her satırında kendimden bir parça kurgunun içinde var. Bu sadece kişinin kendisiyle sınırlı değil, yazar aynı zamanda etrafındaki insanlardan da etkilenir.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Özlem Okucu: Çocukluğum…  En çok çocukluğumu özlüyorum. Kalabalık masaları, yılbaşında gece 00.00 tv çıkan dansözü, bayramlık alınan elbisenin bayramdan önce giyilmeyeceğini ve daha bir çok şeyi kısaca çocukluğumun her saniyesini özlüyorum.  Ben 18 yaşıma kadar olan her ânı çok çok özlüyorum. Annem ve babamla biriktirdiğimiz anlar benim için çok değerli. Onları hiç unutmadım ve hep özlüyorum.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Özlem Okucu: Yazarken çeşitli ruh hallerine bürünüyorum. Örneğin kâh gülüyor kâh ağlıyorum her satırı yazarken o ânı tekrar yaşıyorum. Yazarken çeşitli ruh hallerine bürünüyorum. Duygu yoğunluğu yaşamayan veya yazdığı karaktere bürünmeyen yazar olmaz. Yani şimdi yapay zekâya bir kaç kelime veriyorsunuz size roman yazıyor ama duyguyu aktaramıyor okur ve sizin aranızdaki o bağ çok önemlidir.

Yılmaz Ali: Sizi etkileyen Türk ve Dünya yazınındaki önemli kalemler kimlerdir?

Özlem Okucu: Şu yazar beni çok etkiliyor diyemem, çok çeşitli kitap okuyorum. Steven Zweig’ın Satranç kitabı ve yazarın diğer kitapları çok beğendiğim kitaplar. Türk yazarlardan ise Yaşar Kemal’i çok beğenirim.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Özlem Okucu: Bu soru herkes kitap okumalı mı olsa kesinlikle evet derdim. Ancak mesele yazmak olunca oturup düşünmek gerekiyor. Öncelikle yazar adaylarının belli bir kültürel birikime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce çok ama çok okumalılar. Özetleyecek olursak herkes kitap yazamaz, ayrıca yeteneği yoksa bu işe bulaşmamalı.

Yılmaz Ali:  Hobileriniz nelerdir?

Özlem Okucu: Bana zevk veren her şey hobimdir

Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Özlem Okucu: Arkadaş, sırdaş, dost ve aileden biri gibi görüyorum. En nihayetinde ortak bir paydada buluşuyoruz.

Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Özlem Okucu: İleride herkesin kitaplarını okuduğu bir yazar olmak istiyorum. Bir hayalim de Aşka Konduk isimli kitabımın film olması.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?

Özlem Okucu: Dürüst olmak gerekirse benim zorlandığım zamanlar olmuyor. Mutlaka yazacak bir şeyler buluyorum. Bu konuda ilgi alanım aşk romanları olduğu için sorun yaşamıyorum.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Özlem Okucu: Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ürkütücü bir tablo olduğunu düşünüyorum. Parklarda, kafelerde, plajda ve toplu taşıma araçlarında okuyan insana rastlamak neredeyse imkansız. Yani içler acısı bir durumla karşı karşıyayız. Bunun için ciddi önlemlerin alınması gerekiyor.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Özlem Okucu: Öncelikle bir kitap yazmaya karar verdiklerinde öncelikle çok okumaları gerekiyor. Okumayan birinin yazacağı kitabın karşılık bulacağına inanmıyorum. Ayrıca kişinin kendisini dil, anlatım ve gramer bakımından geliştirmesi gerekiyor. Zira iyi bir yazar aynı zamanda iyi bir editör de olmalıdır.

Yılmaz Ali: Manavgat, sanat adına büyük işler yapıyor. Siz de bu işin bir parçası oldunuz. Özel bir öneriniz var mı?

Özlem Okucu: Manavgat bu konuda gerçekten çok şanslı bir şehir.  Sanatın her dalıyla ilgilenen profesyonel kişiler var. Ben de Manavgat’ın sesini duyuracak projeler ortaya koymak istiyorum.

Yılmaz Ali: Sonolarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Özlem Okucu: Ölmeden önce yapılacaklar listesine âşık olmayı mutlaka ekleyin.

Saygılarımla

Yılmaz Ali