Haftanın konuğu: Yazar Emine Çataltaş

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Emine Çataltaş: 1968 Konya Doğanhisar doğumluyum. Selçuk Üniversitesi El Sanatları Öğretmenliği mezunuyum. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. Manavgat Belediyesinde Eğitim Koordinatörlüğü görevini altı yıl yürüttüm şu anda Maya Koleji’nde eğitim koordinatörü olarak görev yapmaktayım. Evli ve iki çocuk annesiyim.

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Emine Çataltaş: Doğrusu yazmaya merak okumayı sevmekle başladı diyebilirim. İlkokulda Kemalettin Tuğcu, ortaokul ve lisede Hüseyin Rahmi Gürpınar, Reşat Nuri Güntekin, Kerime Nadir’in kitaplarında hissettiğim olağanüstü dünya, üniversite yıllarında Türk ve dünya klasikleriyle daha da anlam buldu.

Yazma serüvenime şiirle başladım diyebilirim. Aslında her okuduğum kitap yaşama açılan bir pencere oldu benim için ancak yazıya dökmek 2003 yıllında “Bir Yazar” rumuzu ile Manavgat’ın  Sesi gazetesinde yayınlandı. 2016 yılında ise Azime KORKMAZGİL’i tanımamla kitabımın ilk sayfaları oluşmaya başladı.  Ağlasun’daki evinde sohbetimizde aldığım cesaretle deneme yazıları yazmaya başladım. Yaşamımda beni etkileyen kişi ve olaylar yitip gitmesin istedim. Bir anlamda yazma isteğimin altında yatan temel gücün bu olduğunu düşünüyorum.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Emine Çataltaş: Bugüne kadar yayınlanmış  iki kitabım var. Okurla buluşan ilk kitabım Suya Yazdım, ikinci kitabım ise Duygusal oldu.

2018 Yılında basılan Suya Yazdım isimli kitabımın gelirini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışladım.

İkinci kitabım Duygusal’ı ise 2021 yaşanan ve Türkiye’nin en büyük orman yangınından etkilenen kentimizin “Manavgat’ın Anka Kuşları’na ithaf ettim.

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Emine Çataltaş: Yazacağım konu başlığı önce zihnimde günlerce benimle yaşıyor, sonra eğer bulunduğum ortamda bilgisayarım varsa bilgisayar, yoksa cep telefonumdaki not defterine yazıyor ve daha sonra Virginia Woolf ‘ un “Kendine Ait Bir Oda “ kitabından etkilenerek oluşturduğum çalışma odamda son haline getiriyorum.

Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken gerçek yaşam hikâyelerinden etkileniyor musunuz?

Emine Çataltaş: Kitaplarıma konu olanların çoğu gerçek kişilerin yaşamlarından kesitler içeriyor, geriye kalan kısmı ise benim hayal gücüm ve betimlemelerim.

Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Emine Çataltaş: Hem de nasıl, bazı yazılarımı o anı yaşar gibi gülümseyerek, bazılarını ise gözlerim buğulu yazıyorum, adeta o anın içine kayboluyorum.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Emine Çataltaş: Samimiyeti ve güveni özlüyorum, tüm mahallemizin ikinci ailemiz oluşunu, evimizin kapısını kilitleme gereği duymadan güven içinde uyumamızı.

Yılmaz Ali: Sizi etkileyen yazar ve şairler kimlerdir ve neden?

Emine Çataltaş: Konu şiir olunca başa Nazım Hikmet’i koyarım. Hasan Hüseyin Korkmazgil, Can Yücel, Cemal Süreya diye ilerler. Şiir en zor ve en gerçek edebi türdür. Nazım’da ülkemi başka sevdim, Hasan Hüseyin’de direnişi, Can Yücel’de babamı, Cemal Süreya’da aşkı sevdim. Rus edebiyatına özel ilgim var. Söyleşinin başında da dediğim gibi dünya ve Türk klasiklerini severim.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Emine Çataltaş: Ben asıl olanın okumak olduğunu düşüyorum, hem de çok. Yazmak yazmış olmak içinse isteyen herkes yapabilir ama mesele bir sanat eseri dünyaya bırakmaksa çok emek istiyor, o emek yüzyıllarca yaşamasını sağlıyor yazarın. İşte o yetenek ve emek diyebilirim.

Yılmaz Ali: İnsan doğası gereği bazen hayatın rutin akışının dışına çıkma gereği duyar. Bu genellikle zevkli bir uğraş olur. Sizin hobileriniz nelerdir?

Emine Çataltaş: En büyük hobim okumak, diğeri ülkemiz başta olmak üzere dünyayı gezmek.

Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?

Emine Çataltaş: Suya Yazdım kitabım daha çok okuyucu ile buluştu, kitabımı okuyanlardan okurken ben de o ortamı ve duyguları hissettim dönüşleri çok mutlu ediyor, motive ediyor.

Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Emine Çataltaş: Şu anda İnsan Kütüphanesi adı altında bir çalışmanın ön hazırlıkları içerisindeyim. Hedefim, bu yapıtın kısa vadede okuyucu ile buluşması. İnsan hikâyeleri ile buluşmak nihai hedefim.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?

Emine Çataltaş: Evet oluyor, yazmak için insan hikâyeleri heyecan verirken yine insan hikâyeleri yazmamı durduruyor. Bu süreçte yazmakta zorlanıyorum doğrusu. Eğer süreci aşmam zaman alıyorsa kendimi okumaya veriyorum.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Emine Çataltaş: Okumanın kültürel gelişmede en önemli unsur olduğundan yola çıkarak ülkemizdeki okuma oranlarının çok yetersiz olduğunu söyleyebilirim. Okumanın ve okutmanın ülkemizin öncelik sıralamasında başta yer alması ve kitapların maddi manevi kolay ulaşılabilen düzeye gelerek gerçek bir aydınlanmaya dönüşmesini diliyorum.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Emine Çataltaş: Öncelikle çok okumalarını, ülkemizin ve dünyanın gündemini takip etmelerini ve çok iyi gözlem yapmalarını öneriyorum. Sonrasında günlük kayıt altına alarak ya da küçük demelerle yazıya dökmelerini. Yazmak disiplin isteyen bir süreçtir. Bu yolu seçen kişilerin yazma yolculuğuna vazgeçmeden devam etmeleri gerekiyor.

Yılmaz Ali: Manavgat sanat adına büyük işler yapıyor. Sizin de bu konuda bir öneriniz var mı?

Emine Çataltaş: Manavgat’ta yazmaya gönül verenlerin öncülüğünde MANSAD’ın ( Manavgat Sanatçılar Derneği) kurulmasını büyük bir adım olarak değerlendiriyorum. Sistematik olarak yıl boyunca devam edecek yazar söyleşileri, okuma ve yorumlama etkinlikleri, görsel sergi ve uygulama çalışmaları, fuarların takvime bağlanıp halka ve ilgilenenlere duyurularak katılımın sağlanması gelişim süreçlerini hızlandıracaktır diye düşünüyorum.

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Emine Çataltaş: Öncelikle bu röportajı hazırlayarak yazar ve sanatçıları tanıtma imkânı verdiğiniz için size ve gazetenize teşekkür ediyorum. Dünyamızı sanatın ve edebiyatın iyileştirici gücü ile daha yaşanılır hale getirilmesinde hepimize önemli bir sorumluluk düşüyor. Ve bizler Manavgat’ta yaşamanın ayrıcalığını doğası, tarihi geçmişi, turizm potansiyelinin getirdiği insan olgusunu yazıya ve sanata dönüştürmek, geleceğe iz bırakmakla yükümlüyüz.

Hepimizin yaşanabilir bir dünyaya hoş bir seda bırakması dileğimle.