Haftanın konuğu: Gönül TUNA ÖZVATAN

                   

Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Gönül Özvatan: Gönül TUNA ÖZVATAN ben, edebiyat yazarıyım.

Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?

Gönül Özvatan: Henüz on beş yaşımda iken kısa hikayeler oluşturarak yazmaya başladım, en büyük tutkum sinema idi, bir gün yazdığım hikayeleri beyaz perdede izlemek en büyük hayalimdi. Fakat o dönem öyle kaldı ve devamı gelmedi. Birkaç sene evvel yaşadığım elim bir olay sonrasında çok düşündüm. Yaşam ve ölüm arasında kalmıştım, bu olay tüm düşüncelerimi değiştirdi, yaşamım boyunca kendim için hiçbir şey yapmamıştım. Var olmak istedim güçlü olmak başarılı olmak, fakat elimde kalemimden başka bir şey yoktu ama bir gün benim kıymetli hocam dediğim ATEŞE’m artık yazma vaktimin geldiğini söyleyerek beni cesaretlendirdi, kendisine minnet ve vefa borçluyum.

Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?

Gönül Özvatan: Basılı olan eserim Mühür adını verdiğim romanımdır, sinema hikayesi olarak askıya aldığım eserlerim var, Levhi Mahfuz, Pervane, Atash, Mor Cepken, Namütenahi, bunlardan birkaçı

Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?

Gönül Özvatan: Ben gece yazmayı çok seviyorum, özellikle acı hissettiğim zaman içimden bir canavar çıkıyor diyebilirim, kalemim en güçlü silahım oluyor. Acının böyle güzel bir tarafı var.

Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken gerçek yaşam öykülerinden etkileniyor musunuz?

Gönül Özvatan: Gerçek yaşam hikayelerini yazıyorum. Her çatı altında ayrı bir hikâye var. Emin olduğum bir şey varsa oda olağan üstü hayatlar yaşayan kişilerin hikayeleri hiçbir zaman saklı kalmıyor. Üzerinden bir asırda geçse mutlaka gün yüzüne çıkıyor.

Yılmaz Ali: Kitaplarınızı yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?

Gönül Özvatan: Evet zaman değişiyor, mekân değişiyor, boyut değişiyor, bazen tedirgin oluyorum. Vücudum bu acının benim acım olmadığını ayırt edebilir mi diye, yazarken bir beden iki ruh oluyorum.

Yılmaz Ali: Etkilendiğiniz yazarlar kimlerdir?

Gönül Özvatan: Hz. Mevlâna, İbnü’l Arabi çok beğendiğim yazarlardır.

Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?

Gönül Özvatan: Şahsi fikrim yazmak ruh işidir. İsteyen herkes yazabilir fakat bir eser oluşturmanındı bir matematiği var.

Yılmaz Ali: Hobileriniz nelerdir?

Gönül Özvatan: Kitaplar olmazsa olmazımız bizlerin, Deniz aşığıyım bir fincan kahve eşliğinde Denizi seyre dalmak hobim diyebilirim.

Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Gönül Özvatan: Çocukluğuma dair en çok birlik ve beraberliği özlüyorum

Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?

Gönül Özvatan: Başlamış olduğum yeni eserimi nasipse kesintisiz, ilerletmek.

Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için neler yapıyorsunuz?

Gönül Özvatan: Zaman zaman oluyor. Lodosa bırakıyorum. Farklı tarzda müzik dinlemek yeniden yazmamda bana iyi geliyor.

Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranlarının düşük olduğu söyleniyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gönül Özvatan: Okuyan toplum bilinçli toplumdur, biz yazarlar, yaşam deneyimlerimizi, analizlerimizi fikirlerimizi paylaşıyoruz, Kendine yatırım yapmak isteyen kişiler okumayı çok seven kişilerdir. Aksi düşünenler için zaten yapacak bir şey yok.

Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?

Gönül Özvatan: İyi bir yazı için iyi bir gözlemci olmak iyidir. Geniş kelime hazneleri, psikoloji etkili konuşma, empati, beden dili önemlidir. Argo kelimeler den uzak durmak güzeldir. Yazacakları her bir olaya farklı perspektif ten bakmak hikayelerini güçlendirir.

Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Gönül Özvatan: Değerli Yılmaz hocam üstadım bu güzel söyleşi için teşekkür ederim. Okudukça büyür insan diyorum ve sizin aracılığınız ile tüm okurlara ve sevenlerimize sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.

Saygılarımla

Yılmaz Ali