Takipçilerim, Sn. İmamoğlu ve diploması konusunda yazı yazmamı istiyor. Ancak, bizim Karadeniz’de bir kültür vardır. Ben bu kültür ile yetiştim.
“Düşene vurulmaz. Ölenin arkasından konuşulmaz”. Benim açımdan konu kapanmıştır.
Ancak, diploma meselesi içinde yaşadığımız toplumdaki ÇÜRÜMEYI göstermesi bakımından önem taşıyor.
1. Bu ülkede para konuşur. Paran varsa, diploma alırsın. En kolayı, yurt dışına gider, okur gibi yapar, parayı basar diplomayı alırsın.
2. Siyasi gücün varsa diploma almak daha kolay. Yurt dışında bir okula kaydolursun. Siyasi gücü kullanıp, Türk Üniversitesine yatay geçiş yapar, alırsın.
3. Dünyanın en kolay Profesör diploması Türkiye’de alınır. Tez yazmana, bilimsel makale yazmana, kitap yazmana gerek yoktur. Yeterli ve tek şart, ailede birinin Akademisyen olmasıdır.
4. Uzunca bir dönem, Fetocular imtihan sorularını çalıyor, mensuplarına veriyordu. Okulların ve eğitimin seviyesi çok düştü. Çünkü, derslerin seviyesini, sınıftaki en geri durumdaki öğrenci belirler. Onlar diploma aldılar. Bu nedenle, diplomalı cahillerin sayısı milyonları aşıyor.
Her şey çürür özüne döner. Sosyolojik yapı bu kuraldan ari değildir. Bu nedenle, Türkiye’de inşalar diplomaya şüphe ile bakıyor.