BORÇ İLE İDARE ETMEK

Şinasi Kara

Ekonomik kuraldır.

Borç veren emir verir.

Bu gücü ilk farkeden TAPINAK ŞOVALYELERİ olmuştur.

Tapınak Şovalyeleri, Haçlı Seferleri (1096) sırasında ortaya çıktı. Papa, Haçlı ordularını Şovalyeler ile idare ediyordu. Şovalyeler üzerinde büyük bir haç amblemi olan elbiseler giyiyor. Papayı temsil ediyor. Savaşlarda kurmay görevi yapıyordu.

1099 yılında KUDÜS düşünce, şovalyelere Süleyman Tapınağını koruma görevi verildi. ”Tapınak Şovalyeleri” ismi buradan geliyor.

Tapınak Şovalyeleri, Hristiyan hacıları koruma görevini üstlendiler. Avrupa’dan Kudüs’e kadar yol üstlerinde korunaklı hanlar ve kaleler inşa ettiler. Az bir para karşılığında hacıları korumaya başladılar. Bir süre sonra, Hacıların paralarını güvene alıp, ellerine şifreli belgeler verdiler. Bu belgeler ile insanlar, Paris ya da Berlinde verdiği parayı, Kudüste alabiliyordu. Böylece, bankacılığın ilkel formu ortaya çıkmış oldu.

Tapınak Şovalyeleri para havalesi sayesinde çok zengin oldular. Elde ettikleri paraları, Aristokratlara ve Krallara faiz kaşılığı borç vermeye başladılar. Avrupada, finansal güç kazandılar. Papa, Tapınakçıların kazandıkları paradan pay istedi. Papaya pay vermeyen Tapınakçılar ile Papanın arası bozuldu. Para dostlukları bozuyor.

Fransız Kralı 4. Philip, Tapınakçılardan borç almıştı. Ödemede zorluk çekiyordu. Borçtan kurtulmanın klasik yoludur. Alacaklıdan kurtulan borçtan kurtulur. Öyle de oldu.

Fransız Kralı 4. Philip ile Papa anlaştı. Tapınakçıları tutukladı. Papa, tapınakçıları ”Tefecilik” ile suçladı ve illegal ilan etti. 1314 yılında Tapınakçıların lideri Jack Molay yakılarak idam edildi. Tapınakçılar bir gecede izlerini kaybettiler. Ancak yaşadılar. Yaşamaya devam ediyorlar.

Tapınakçılar bir gerçeği öğrenmişlerdi. Borç vererek, Krallara dahi söz geçirmek mümkün idi. Papa, onları İllegal İlan ettiği için resmen ortaya çıkamadılar. Ama, paravan kullanarak Krallar ve Aristokratlara borç vermeye devam ettiler. Alman tefecileri kullanarak, 1520 yılında Papaya dahi borç verdikleri söyleniyor.

Genç İmparator Şarlken, Yavuz Sultan Selim Hanın 1517 yılında ”Kılıç Hakkı olarak Halifeliği almasını” örnek gösteriyor. Papa olmak istiyordu. Zor durumda kalan Papa ordu kurmak zorunda kalmış. Alman tefecilerden borç almıştı. Tefeciler ”Faizi serbest bırakmak” şartıyle kredi açtılar. Papa ”borç veren risk omuzluyor, riskin karşılığı vardır”diye fetva vermiş ve Hristiyan Dünyasında faiz meşrulaşmış idi. Faiz meşru sayılınca, tefeciler banker oldular. Avrupada, sermaye birikim süreci başladı.

İngilizlere karşı Amerikan isyanının gerisinde onların varlığı iddia ediliyor. İsyancılara borç para vermişler. Karşılığında para basma hakkı elde etmişler. 1776 yılında Amerikan isyanı başarıya ulaşınca, Amerikada bankerlik 12 ailenin tekeline geçmiş. Aileler, eyaletleri aralarında pay etmişler. Herbiri ayrı para basıyor ve para ile Amerikayı idare ediyordu. 1913 yılında bir araya geldiler ve FED adındaki bankayı kurdular. Fed dolar basıyor.

Fransız devriminin gerisinde de onların varlığı iddia ediliyor. 1789 Fransız devrimi ile Kral ve Papazların giyotin ile kafası kesildi. Fransız Kralının giyotin ile kafası kesildiği sırada halk arasında ”İntikamın alındı Moley” diye bağıranların olduğu kayıtlarda mevcut. Tapınakçılar daima geri planda kaldılar.

1800 lü yıllardan itibaren, Tapınakçılar bankerlik kurumunu ön plana çıkardılar. Bankalar, devletlere borç veriyor. Borç ödenemeyince, borç yeni borçlar ile ödeniyor. Yeni borçlar verilirken, istediklerini alabiliyorlar. Devletler en çok savaş zamanlarında borçlanıyor.

1815 Waterloo Savaşı başlangıç olmuştur. Bankerler hem Fransız hem de İngiliz Devletine borç vemiş. Savaşı Fransa kaybetmiş, ama kazanan bankerler olmuştur.

Savaş çıkarmayı gelenek haline getirdiler. Zira, savaş giderlerini karşılamak için devletler borçlanıyor. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı dahil, tüm savaşların gerisinde bankerlerin olduğu iddia ediliyor.

Borcunu, borç ile ödemek zorunda kalan devletler her türlü tavizi veriyor.

Sanayi devrimi ile şirketler güçlenmiş idi. Güçlerini artırmak için öz sermayenin kaldıraç gücünü kullanıyorlar ve borçlanıyorlardı. Bu fırsatı, bankerler iyi değerlendirdi. Şirketlere kredi açtılar. 1929 ekonomik krizini yarattılar. Batan büyük şirketleri alacak yerine devraldılar. Büyük sanayi sermayesi de ellerine geçmiş oldu.

Sıra geldi Halkı idare etmeye. Bunun için halkın borçlandırılması gerekiyordu. Ev kredisi ile işe başladılar. Ev sahibi olmak isteyen insanlara 30 yıllık kredi açtılar. Borç alanlar, 30 yıl süreyle faiz ödüyor. İki taksidi ödeyemeyen ev sahibi evinden oluyor. Kredi alanlar evlerini kaybetmemek için var gücüyle çalışıyor.

Medya ellerinde. Medyayı kullanarak, Tüketim artmasını sağlayacak şekilde propaganda yaptılar. Tüketim modası yarattılar. Tüketim toplumu ortaya çıktı. Halk, bankalardan borç alıyor, gelecekteki gelirini bu günden tüketiyor. Borç alanlar KREDİ KÖLESİNE dönüştü. Köleler kolay idare ediliyor.