Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Esma Oktay: Merhaba, Gazipaşalıyım yaklaşık üç yıldır Manavgat’ta yaşıyorum. Etiketlerimden bahsetmem gerekirse; bir restorasyoncu, bir fotoğrafçı ve bir yazarım. Ayrıca kurumsal bir gayrimenkul firmasında iletişim ve işe alımdan sorumluyum. Bir anneyim ve en önemlisi insan olma yolunda bir yolcuyum.
Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?
Esma Oktay: Kendimi bildiğimden beri yazıyorum. Bulduğum her yere, aklımda iz olan her şeyi… Beni yazmaya iten duygu hatırlama ve iz bırakma arzusu.
Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?
Esma Oktay: Şimdilik basılı “Sen Sevgili Çocuk” isimli bir kitabım var.
Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?
Esma Oktay: Bununla ilgili bir ritüelim yok aklıma ne zaman gelirse, içimden ne zaman taşarsa o zaman bulduğum herhangi bir kağıt, defter, peçete, telefon ekranı fark etmez hemen yazıyorum.
Yılmaz Ali: Yazılarınızı yazarken gerçek yaşam hikâyelerinden etkileniyor musunuz?
Esma Oktay: Yaşanmışlıklar ve dünya üzerinde hissedilen tüm duygulardan etkileniyorum.
Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?
Esma Oktay: Çoğu zaman, yoğun duygu ve heyecanla sarılıyorum kalemime.
Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Esma Oktay: Öyle spesifik bir zaman yok ama çocuk olma hali başlı başına özlenilesi.
Yılmaz Ali: Sizi etkileyen şairler ve yazarlar kimlerdir ve neden?
Esma Oktay: Bu aslında çok zor bir soru ama beğendiğim yerli ve yabancı yazarlar çoktur. Rus edebiyatını çok beğenirim. Yaşar Kemal de kalemini sevdiğim yerli yazardır. Şairlerden Ümit Yaşar’ı çok severim, tabi Nazım’ı, Ahmed Arif’i…
Yılmaz Ali: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?
Esma Oktay: Herkes kitap yazabilir tabii, yazıyor da zaten kim karşı gelebilir ki? Okunur mu? Takdiri hak eder mi? Yazım kültürüne layık mıdır? İşte mühim olan burasıdır diye düşünüyorum.
Yılmaz Ali: Hobileriniz nelerdir?
Esma Oktay: Yaşamak en büyük hobimdir benim. Ancak hakkıyla, neşeyle yaşamak diye altını çizmek isterim. Haricinde okumayı severim, izlemeyi, gezmeyi, öğrenmeyi, fotoğrafı severim.
Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Esma Oktay: Onlarla çok sıcak bir iletişimim var. Özellikle kitabı okuyanlarla sohbet etmenin keyfi başka oluyori
Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?
Esma Oktay: “Sen Sevgili Çocuk” kitabımı daha fazla kişiyle buluşturmayı hedefliyorum şimdilik ve sonrasında elimde devam eden diğer kitaplarımı bitirebilmeyi.
Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?
Esma Oktay: Zorlanıyorsam yazmıyorum. Canım yeniden kitabı, duyguyu çekene kadar yazmıyorum.
Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Esma Oktay: Çok konuşan, az okuyan ve her şeyi bilen güzide ülkem insanı
Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Esma Oktay: Yazmanın hayatımız için harika bir iz bırakma yöntemi olduğunu düşünüyorum. Keza fotoğrafta öyledir. Ancak duygular yazıya döküldüğünde suret bulur. “Hatırlamak için, iyileşmek için, hakkını teslim etmek için yazmayı kendinize dost edinin” demek isterim.
Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Esma Oktay: Bu keyifli röportaj için size ve bu satırlara kadar gelen okuyucuya teşekkür ederim. Gülümsemekten, neşeden ve iyi hissetmekten vazgeçmeyin, zira bu hayattan sağ çıkan olmamıştır.
Saygılarımla
Yılmaz Ali