Kent yazarları arasında önemli bir yeri olan Ece Çinler, güler yüzü ve samimi yaklaşımıyla girdiği her ortama çabucak adapte olabiliyor. Edebiyatın en zor ve bir o kadar da önemli bir alanı olan fantastik roman yazıyor. Açık yüreklilikle söyleyeyim ki onun kitaplarını okuyan hayal gücüne hayran kalır. Olay örgüsü, zaman, mekân ve olaylar olağanüstü bir matematikle işlenmiş ve her sayfa farklı bir heyecana kapı aralıyor. Ben iyi bir okurum ancak Ece Çinler’le tanışana dek fantastik roman okumamıştım. Onun kitaplarını okuyunca bir boşluğu daha doldurduğumu düşünüyorum. Fantastik roman severlere Ece Çinler kitaplarını önerebilirim. Hatta kitaplarını okuduktan sonra onunla sohbet etme şansınız da olabilir.

Şimdi sizi o güler yüzlü yazarımızla yaptığımız söyleşiyle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar dileğiyle.
Yılmaz Ali: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ece Çinler: Hatay doğumluyum. Eğitimimi ve çocukluk yıllarımı Almanya’da tamamladım. Okumaya âşık bir insanım, çocukluğumdan beri yazmaya ve okumaya tutkundum. Okul hayatım boyunca bir sürü kompozisyon ve düz yazı yarışmalarına katıldım. Birçoğunda derceler yaptım. Yazmayı hiç bırakmadım sürekli olarak bir şeyler karalayan biriydim. Sonunda kendime dedim ki “Kimse senin duygularını bir hikâyeye dönüştürmeyecek, kendi yolculuğunda yalnız başınasın ve bir an önce yola koyulmalısın” dedim. O gün ilk kitabımı yazmaya başladığım gün oldu.
Yılmaz Ali: Yazmaya ilk ne zaman başladınız? Sizi yazmaya iten duygu neydi?
Ece Çinler: Çocukluğum da ve gençlik yıllarımda çok fazla kitap okudum. Daha sonraki süreçte bilgilerimin dolup taşmasıyla kendimi yazarken buldum. Birçok kitabı okurken neden böyle değil, dediğim yerler oldu. Okuduğum çoğu kitap beni tatmin etmeyince kendi kalemimi elime aldım. Kendime göre bir yazma stili geliştirdim. Samimi ve içten…
Yılmaz Ali: Kaç kitabınız var? İsimleri nelerdir?
Ece Çinler: Üç tane yayınlanmış kitabım var. Kitaplarım seri halindedir ve isimleri bu şekildedir.
(The Angel Diaries) Melek Günlükleri:
1. Kitap: Neria
2. Kitap: Raphael
3. Kitap: Ambriel 3
Yazım hayatıma yeni projelerle devam ediyorum. Yakın zamanda bir sürprizle okurlarım karşısına çıkabilirim.
Yılmaz Ali: Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin, hangi ortamda kendinizi daha verimli buluyorsunuz?
Ece Çinler: Benim için günün belli saatlerinin pek önemi yok. Her saatte yazabilirim. Ama geceleri kendimi daha çok yazarken buluyorum. Çünkü dikkatimi dağıtacak şeyler etrafımda olmuyor. Özellikle seyahat ederken göl kenarı veya manzara karşısında daha çok yazmaktan keyif alıyorum.
Yılmaz Ali: Karakterlerinize kendi yaşamınızdan bir şeyler katıyor musunuz yoksa tercihiniz kurgu mu?
Ece Çinler: Tercihim genelde kurgu olsa da çoğu zaman yaşadıklarımdan, tecrübelerimden ve şahit olduğum olaylardan da faydalanıyorum.Yazarken karakterime kendimden bir şeyler katmayı seviyorum. Hatta bunun çok keyifli olduğunu söyleyebilirim.
Yılmaz Ali: Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?
Ece Çinler: Sanırım sokak oyunlarını çok özlüyorum. Hayata bir çocuğun penceresinden bakmak muhteşem bir şeydir. Ayrıca doğaçlama gelişen oyunları da özlediğimi belirtmek isterim. Okula başladığım zamanı, ilk arkadaşlıkları ve sınıf ortamlarını da özlüyorum.
Yılmaz Ali: Yazarken duygu yoğunluğu yaşıyor musunuz?
Ece Çinler: Kesinlikle yaşıyorum. Çoğu zaman kahramanlarımla aramda özel bir bağ geliştiriyorum ve onları yazarken, kendimi o duygularda kaybolurken buluyorum. Bu okuyucunun olayları ve duyguları daha iyi anlamasına da yardımcı oluyor. O yüzden kitap bittiğinde karakterlerle vedalaşmak zor oluyor.
Yılmaz Ali: Sizi etkileyen Türk ve Dünya yazınındaki önemli kalemler kimlerdir?
Ece Çinler: J.K. Rowling yani Harry Potter yazarının kitapları ile büyüdüm. Kendime örnek aldığım bir yazar. J.R.R. Tolkien Yüzüklerin efendisi yazarı, idollerim arasında olan bir yazardır. Zekâsına ve geliştirdiği fantastik dünyaya hayranım. Zaten fantastik dünyanın kurucusu olarak biliniyor. Yarattığı Elfler, orklar günümüzde bütün kitaplar ve filmlerde yer alıyor. Böyle bir zekâya hayran olmamak elde değil.
Türkiye de ise, Sabahattin Ali, Namık Kemal, Halit Ziya Uşaklıgil gibi sevdiğim yazarlar var.
YılmazAli: Sizce herkes kitap yazabilir mi? Yoksa yazmak yetenek gerektiren bir iş midir?
Ece Çinler: Bir kere kitap yazmaya karar veren birinin öncelikle çok okuması gerekiyor. Bence herkes kitap yazmamalı, gerçekten yeteneği olan ve o yola gönül veren, sürekli yeniliklerle ve yeni eserler üreten insanlar yazar olmalıdır. Çünkü sadece bir kitap yazıp o kitapla sınırlı kalarak yazar olunmuyor. Bence yazarlık her ne kadar yetenek olsa da kendini geliştirmekle de ilgilidir.
Yılmaz Ali: Hobileriniz nelerdir?
Ece Çinler: Boş zamanlarımın çoğunda kitap okumak istesem de spor yapmak, doğa yürüyüşleri, yüzmek benim için çok önemli.
Yılmaz Ali: Okurlarınızla aranızda nasıl bir bağ var?
Ece Çinler: Okurlarım benim için aileden biri gibi, kitaplarda yarattığım dünyada benimle ve karakterlerimle aynı duyguları yaşayan özel bir aile topluluğu gibiler. İyi ki okurlarım var. Onlar olmasaydı bir Ece Çinler olmazdı. Onlara buradan teşekkür etmek isterim. İyi ki benim değerli okurlarımsınız. Hepinize çok teşekkür ederim.
Yılmaz Ali: Yazın hayatınızdaki hedefiniz nedir?
Ece Çinler: İlerde tecrübelerim ve gelişen bilgilerim sayesinde daha iyi bir yazar olmak için uğraşıyorum. Bir gün gerçekten fantastik alanda fark yaratacağıma inanıyorum. Sanırım en büyük hayalim ise kitaplarımın film olmasıdır.
Yılmaz Ali: Yazarken zorlandığınız dönemler oluyor mu? Oluyorsa o dönemi aşmak için ne yapıyorsunuz?
Ece Çinler: Zaman zaman oluyor. Genelde ruh halimle ilgili yoğun düşünceler ve duygularla uğraştığımda kilitlenip kalıyorum ve yazamıyorum. Bu süreci aşmak için kendime biraz zaman ayırıyorum sevdiğim şeylerle ilgileniyorum ve daha sonra bilgisayarımın başına oturduğumda bu süreci atlatmış olduğumu anlıyorum.
Yılmaz Ali: Türkiye’deki okuma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ece Çinler: Türkiye de kesinlikle okuma oranı düşük ama bunun sosyal medya ile alakalı olduğuna inanıyorum. Çünkü planlama konusunda eksik bir ülkeyiz. Zamanımızı nasıl yöneteceğimizi bilmiyoruz. Çoğu arkadaşımda şahit oldum. Telefonu ellerine alıp saatlerce içerisinde kayboluyorlar ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorlar.
Yılmaz Ali: Yeni yazarlara ve yazar adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Ece Çinler: Yeni yazar adaylarına eserlerini yazdıktan sonra hemen bir yayınevi arayışına geçmemelerini tavsiye ediyorum. Eserlerini yazıp bitirdikten sonra bence kendilerine zaman tanımalı ve yazdıkları eseri defalarca okumalılar veya başkalarına okutmalılar. Çünkü bu süreç çok önemlidir.
Kendinize güvenin ve yazarken kimseyi taklit etmeyin. Kendi cümleleriniz ve kendi yorumlarınız kitabınıza renk katacaktır. Başka eserlerden esinlenip cümlelerinizi ve yazma dilinizi oluşturarak kendi tarzınızı yaratın.
Yılmaz Ali: Manavgat sanat adına büyük işler yapıyor. Siz de bu işin bir parçası oldunuz. Kent edebiyatına katkı anlamında özel bir öneriniz var mı?
Umarım yazarların veya sanatçıların daha fazla değer gördüğü günleri yaşarız ve toplum tarafından eserlerimize sahip çıkılır. Saygı duyulması gereken özel ruhlar olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü sanat ruhla yapılır ve sevgiyle büyür.
Yılmaz Ali: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ece Çinler: Bu güzel röportaj için öncelikle siz değerli hocam Yılmaz Ali’ye çok teşekkür etmek istiyorum. Böyle bir platformda bana yer ayırdığınız için ve sürekli yanımda olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.
Bu güzel röportajı okuyan herkese keyifli okumalar dilerim.